"Marg bar Amrika!" nereden çıkmıştı

Marg bar Amrika" yani "Amerika'ya Ölüm" bu ara İran'ın yeniden en popüler sloganı. Bu "Büyük Şeytan" tabiriyle birlikte, ülkedeki rejimin resmi sloganlarından biri. Bizdeki "Ne Mutlu Türküm Diyene" gibi bir şey.

İlk bakışta Ayetullahlar iktidarının irrasyonel iç propagandalarından biri gibi geliyor.

Halbuki, bu slogan 1979 İslam Devrimi'nden de eski ve İranlıların Amerika'dan nefreti "gavurdan bir dinci nefreti" değil.

İran'ın ABD ile hasımlığı aslında İran Devrimi ile başlamadı.

Tam tersine, Fransa'da ikamet eden Humeyni'nin Şah'a karşı verdiği mücadele o yıllarda Batı'da geniş destek görüyordu, Humeyni de Batı ile iyi ilişkiler, demokrasi, özgürlük vaatlerinde bulunuyordu.

Air France uçağı ve bir düzine Batılı gazeteciyle Tahran'a inen Humeyni'nin ABD'ye karşı tavır almasına neden olan, kaçan Şah Pehlevi'nin ABD'ye sığınması oldu.

4 Kasım 1979'da devrim yanlısı öğrenciler Tahran'daki ABD elçiliğini işgal edip, 52 Amerikalıyı rehin aldı ve 444 gün sürecek bir rehine krizi başladı.

Peki, neden bunu yaptılar Hem Şah'ın dönmesi için hem de, 1953'de ABD'nin desteğiyle yaşanan darbenin tekrarlanmaması için

Uzun bir hikaye ama konu bu kez İran'ın nükleer silahı değil, petrolüyle ilgiliydi.

1900'lerinden başından beri İran, petrolünü yöneten İngilizlere Şah üzerinden bağlı bir ülkeydi. Ülkenin petrolü İran'ı zenginleştirmiyordu.

1951 yılında Şah'a karşı bir isyanla petrolü millileştirmek isteyen Musaddık başbakanlık koltuğuna oturdu.

Artık bütün güç Musaddık'ın elindeydi. Şah ordu üzerindeki yetkilerini de Musaddık'a devretmek zorunda kaldı...

Britanya için geriye iki yol kalmıştı; Petrol kuyularının olduğu Abadan'ı işgal etmek ya da Musaddık'tan kurtulmak.

Ama her ikisine de ABD Başkanı Truman yeşil ışık yakmıyordu. "Biz size Kore'de destek verdik siz de bize İran'da destek vermelisiniz" sitemleri de işe yaramayınca Britanya tek başına kaldı. Artık geriye tek çareleri kalmıştı; Musaddık'ı tek başına devirmek. 1952'deki ilk darbe girişimi böyle başladı...

Ama İngilizler başarısız oldu. ABD'de Başkanlığa Eisenhower geldi. CIA, İran'ın elindeki petrol zenginliğiyle önce bir Musaddık diktatörlüğüne ardından Sovyetler'e doğru hızla kaydığı anlattığı bir rapor koydu başkanın önüne

18 Mart 1953 günü, Tahran'daki CIA merkezine darbe için 1 milyon dolarlık ilk ödeme gönderildi. CIA'deki resmî adıyla TPAJAX Operasyonu başlamıştı.

15 Ağustos gecesi karşı ilk harekete geçen, 700 kişilik İmparatorluk Muhafızları'nın başındaki Albay Nasiri oldu.

Ama ismi açıklanmayan bir asker darbeyi önceden ihbar etmişti. Darbenin ihbar edildiğini duyan darbeci askerî birlikler de sokağa çıkmamıştı. Musaddık, taraftarları ve ordu hazırlıklıydı. Sabaha kadar çatışmalar sürdü.

Sabah saat 7'de Tahran Radyosu'nun sesi duyuldu: "Şah ve yabancı işbirlikçilerin tezgâhladığı darbe bastırıldı"

Radyoyu dinleyen Şah, eşini ve birkaç bavulunu alıp kendi kullandığı uçakla Bağdat'a doğru havalandı. Tahran'da aylardır darbe için üs kurmuş Amerikan ajanları güvenli evlere doğru kaçıyordu.

Bütün İran'da halk sokaklara çıkmıştı. "Milletin Zaferi", "Musaddık'ın Zaferi" sloganları atılıyor, Britanya ve ABD aleyhine bağırıyordu. Şah'a yakın gazeteler yağmalanıyor, birkaç saat önce sokaklarda sürüklenen Dışişleri Bakanı Fatımi, meydanlarda Şah'a meydan okuyordu.