Bir önceki yazıda İmamoğlu'nun casusluktan tutuklanmasına neden olan Hüseyin Gün'ün 2019 öncesi hikayesine bakmıştık.
Şimdi esas güncel hikayeye yani casusluk soruşturması iddialarına doğru gelelim.
2019 yılında belediye seçimleri 31 Mart'ta yapıldı.
Soruşturma belgelerine göre Gün, çifte vatandaştı, bir sene önce de Mernis'te İstanbul'da nüfus kaydı yaptırmıştı.
Yani muhtemelen oy verme hakkı da vardı.
Peki soruşturmadaki uçuş kayıtlarına göre Hüseyin Gün Londra'dan İstanbul'a ne zaman gelmişti
2 Nisan 2019 günü.
Yani seçimlerden iki gün sonra.
Bu seçimlerle ilişkisi üzerine ilginç bir not.
İkinci not bu soruşturmanın başlangıcı üzerine.
Hüseyin Gün'ü; manevi annesi Seher Alaçam'ın oğlu Ümit Alaçam 2 Mart 2025 günü 112'yi arayarak ihbar etti.
Yani İmamoğlu'nun gözaltına alınmasından 17 gün önce.
Ümit Alaçam, bu ihbarından dört gün sonra ifadesini verdi. Elindeki belge ve cihazları da teslim edebileceğini söyledi.
Peki, Hüseyin Gün ne zaman gözaltına alındı
3 Temmuz 2025'de.
Yani ihbardan dört ay sonra.
Aylar sonra İmamoğlu'nu casusluktan tutuklatacak bütün bilgiler İmamoğlu tutuklanmadan önce kolluğun elindeydi.
Ama herhalde o sırada kimsenin ilgisini çekmemişti.
Çünkü 3 Temmuz 2025 günü Hüseyin Gün casusluktan tutuklanırken, ihbarcı Ümit Alaçam'ın teslim ettiği belgelerden kendisine onlarca soru soruldu.
FETÖ var, Libya var, Irak var, silahlar var, gizli bazı MİT belgeleri var…
Peki ilk ifadesinde ne sorulmadı
İmamoğlu, Necati Özkan, Merdan Yanardağ ya da İBB verileriyle ilgili tek bir soru bile sorulmadı.
Bu isimler ilk ifadesinde geçmiyor.
Yani casusluktan tutuklanmasının sebebi İBB ve İmamoğlu ile ilgili iddialar değildi.
Peki bu isimler ve iddialar ilk ne zaman ona soruldu ve o ne zaman bunları anlattı
25 Ekim 2025'de yani üç ay sonra verdiği etkin pişmanlık ifadesinde.
İlki 128 ikincisi 262 sayfalık iki ayrı ve içeriği de büyük ölçüde farklı ifadesi var.
Bazı haberlerde çıktığı gibi iki ifadesinde de herhangi bir casusluk itirafı yok. Tam aksine bunu reddediyor.
Peki ikinci ifadesine neyi itiraf etmiş oldu
İlk ifadesine kendisine tek bir soru bile sorulmayan İBB meselesi ile ilişkileri.
İkinci ifade doğrudan ona Necati Özkan ve Merdan Yanardağ'ın fotoğrafları gösterilerek başlamış. Yani ancak İmamoğlu ile ilgili bilgiler verince etkin pişmanlığı kabul edilmiş anlaşılan.
Necati Özkan'la tanışıklığını şöyle anlatmış:
"Necati ÖZKAN isimli şahsı 2019 yılı ilk seçimleri iptali sonrası mayıs sonları yada haziran ayları başında, yani 2. Seçim öncesinde manevi anne olarak bildiğim Seher Elçili ALAÇAM vasıtasıyla tanıdım. O dönemde manevi annem bana Necati ÖZKAN isimli şahsın ertelenen seçimle alakalı bir kampanyası olduğunu ve benim o konuda Necati ÖZKAN'a yardımcı olmamı rica etmişti. Bunun sebebide benim sosyal medya analiz konularında şirketimin olması sebebiyleydi. Fakat bu talebin Necati ÖZKAN tarafından mı yoksa manevi annem tarafından mı gündeme geldiğini bilmiyorum. Devamında Necati ÖZKAN isimli şahıs ile Etiler'de bulunan ofisinde görüştüm. Bu görüşmede beraberimde manevi annem de vardı."
Bu görüşmeyi Necati Özkan da doğruluyor.
Manevi anne Seher Alaçam, eski bir reklamcı. Sun Ajans'ın sahibi. Outdoor reklamcılık da yapıyor.
Yani halkla ilişkilerci Necati Özkan'ı tanıması doğal. Zaten bazı yazışmalarda ondan "Neco" diye bahsediyor.
Soruşturmadaki bir Whatsapp capsinde şöyle yazıyor:
"Mamim rumuzlu Seher Erçili Alaçam isimli şahıs tarafından şüpheli Hüseyin Gün'e 10.06.2019 Saat: 08:31:07 de "Necati Özkan Ajans" şeklinde kayıtlı Kişi kartının yollanmış olduğu görülmüştür."
Yani Necati Özkan'ın numarasını Gün'e, Seher Alaçam gönderiyor. Tarih 10 Haziran.
Fakat soruşturma evrakları içinde Mayıs 2025'in başında Gün'ün Necati Özkan'a attığı mesajların görselleri de var.
Zaten Gün'ün de "Fakat bu talebin Necati ÖZKAN tarafından mı yoksa manevi annem tarafından mı gündeme geldiğini bilmiyorum" diye kafasının karışması bundan.
İlginç bir şekilde Hüseyin Gün, iki ifadesinde de çeşitli kişileri nereden tanıdığı sorusuna cevap verirken sık sık Seher Alaçam vesilesiyle tanıdığını söylemiş.
Alaçam 2022'de öldüğü için hikayeleri onun üzerinden anlatarak kendini korumaya çalışmış olabilir.
Peki ifadesine göre Necati Özkan, Hüseyin Gün'den ne istemiş
Biraz uzun bir alıntı olacak, çünkü soruşturma açısından en kritik yerlerden biri bu:
"Bu görüşmede benim kendisine ne konularda yardım edebileceğimi, sosyal medya analizinin hangi kapsamda olabileceği gibi sorular sordu bende kendisine sistemin ne şekilde olduğunu anlattım. Kendisi kampanya yürüttüğü için teknoloji ve analiz konularında uzman birisiydi. Kednsine Aaron BARR isimli ortağımdan bahsettim ve kendisinin ANONYMOUS ile bir dönem mücadele ettiğini, siber konularında istihbarat analizinde çok etkili olduğunu, bir dönem CIA çalışanı olduğundan bahsettim. Ben herhangi bir ücret talep etmedim. Kendisi de ücret talebinde bulunmadı. Analizin ne üzerinden yapılacağını sorduğumda İBB veritabanı verilerinin Osint Darkweb içerisinde yer alıp almadığını sordu. Bende bakmadığımı ama teknik ekibime baktırabileceğimi belirttim. Aaron BARR isimli ortağıma bu konuyu anlattığımda bana ad soyad e posta telefon gibi verileri sağlayıp sağlayamayacaklarını sordu. Bende İBB veritabanı verilerinin Osint Darkweb'te yer alıp almadığını araştırmasını istedim. Bizim sistemimiz açık kaynak üzerine çalışıyor olsa da sosyal medya uygulaması kullanıcılarının kendi aralarında yani bire bir yapmış oldukları konuşmaları, mail hesaplarının içeriklerinide görüp analiz edebiliyordu. Bu işlemin yapılabilmesi yada yasal sayılabilmesi için yetkili makamların izni gerekiyordu. İbb.gov.tr olarak bir çok mail adresi ve şifrelerinin burada bulunduğunu Osint darkweb üzerinde gördü. Hatta bu mail adresleri ve şifrelerinden yaklaşık olarak 20 adet kadarının fotoğrafını Necati ÖZKAN isimli şahsa gönderdim. O da bana bu "Bu veriler üzerinde analiz işlemi yaptırabilir misin Seçim kampanyamızda bunu kullanabilir miyiz" Dedi. Bende teknik ekibimin bunu yapabileceğini söyledim ve ücretsiz olarak kendisine bu konuda yardım ettim. Necati ÖZKAN isimli şahsın isteği üzerine yaptırmış olduğum Açık Kaynak İstihbaratı sonucu ulaşmış olduğum ibb.gov.tr uzantılı mail adres ve şifrelerini kendi veritabanımıza çektirdim. Yani ben herhangi bir yerden İBB veritabanını hacklemedim yani çalma girişiminde bulunmadım. Necati ÖZKAN isimli şahıs bana İBB verileri OSİNT sisteminde olabilir bir bak dedi. Teknik ekibimde yapmış olduğu araştırmalarda bu verilerin orada bulunduğunu gördü. Bu sistemde verilerin ne zaman yüklendiğini araştırma yapmadan görmek mümkün değildir. OSİNT altında bulunan Darkweb'de yüklenen verilerin hacklenmiş verilerden oluştuğu gibi herhangi bir şahsın kendi rızasıyla ekleme yapabileceği bir sistemdir. O yüzden İBB verileri hacklendi mi yada rızaen birisi tarafından Darkweb'e yüklendi mi bunu benim bilmem mümkün değildir. Bu verilerin orada olup olmadığını bana soran Necati ÖZKAN'dı. Bende bu talebin üzerine teknik ekibime bu verilerin orada bulunup bulunmadığını araştırttım. Bu verilerin analiz edilmesi kısmında yani teknik bölümünde Aaron BARR isimli çalışanım vardı. Necati ÖZKAN isimli şahıs benden tarif ettiği yerde bulunan mail ve şifre adresleri üzerinden analiz işlemi yapmamı talep etmişti. Bu verilerden iki kişinin kendi iç yazışmaları üzerinden analiz işlemi yapılabiliyordu. Aaron BARR ile Necati ÖZKAN arasında herhangi bir irtibat yoktu. Raporu Aaron BARR düzenler ve bana gönderirdi. Teknik ekibim her ne kadar genel itibariyle açık kaynak verilerini kullansa da derin analiz yada önemli bir bilgi öğrenme ihtiyacı doğduğunda iki kişinin arasında gerçekleşen konuşma verilerini analiz ettikleri ve rapora ekledikleri çokça oldu. Ben sadece hazırlanmış raporları görürdüm. Bu raporlarıda Necati ÖZKAN isimli şahsa gönderirdim."
Yani Mayıs ayında Necati Özkan'ın Hüseyin Gün'den ilk talebi İBB verilerini açık istihbarat ve darkwebden bulup bulumayacağı olmuş.
Peki ne bu veriler
Soruşturma evrağında da kronoloji karışık verildiği için gazete haberlerinde herşey birbirine karışmış durumda.
Haberlere göre bu veriler milyonlarca İstanbullunun bilgilerinin olduğu İstanbul Senin uygulamasının verileri.
Halbuki İstanbul Senin uygulaması o sırada henüz yok. Onun uygulamaya girme tarihi Kasım 2021.
Zaten bütün sorguda İstanbul Senin'in adı iki kere geçiyor. Oraya da geleceğiz.
Peki bu veriler, 31 Mart'tan sonra seçim iptal edilene kadar kısa süre görevde kalan İmamoğlu'nun kopyaladığı söylenen İBB verileri olabilir mi
Bu sorular da birkaç kez sorulmuş.
İlk başta Necati Özkan'ın Hüseyin Gün'den darkwebde aranmasını istediği verilerden kastının İBB'de halı hazırda çalışanların emailleri ve email şifreleri olduğunu anlıyoruz.
Hatta önce bunları bulabileceklerini göstermek için Özkan'a kendisinin, reklam ajansının çalışanlarının email ve şifreleri ve bazı CHP'lilerin email ve şifreleri bulunmuş.
Eski CIA çalışanı olan Hüseyin Gün'ün Boston'daki şirketteki ortağı Aaron Barr, önce o email ve şifreleri şöyle diyerek paylaşmış:
"Bunlar bizim en küçük veritabanımızdan. En büyük olan henüz kolayca incelenebilecek şekilde formatlanmadı. Eğer o veritabanında arama yapmamızı isterseniz, sonuçları almak birkaç gün sürecek. Bir kez tamamen formatlandığında ve bir ID sütunu eklediğimizde, sadece birkaç dakika alacak."
Sonraki günlerde de Barr, İBB'de iki seçim arasında çalışan bazı çalışanların emailleri ve şifrelerini darkwebden bulup Gün'e, o da Özkan'a göndermiş.
Yani özetle burada İBB verilerini casuslara vermekten çok, İBB ile ilgili (emailler, şifreler gibi) bazı yasadışı elde edilmiş verilerin bulunup Necati Özkan'a gönderilmesi var.
Hüseyin Gün'e İBB verileri meselesi birkaç kez sorulmuş:
"Mail adresleri ile alakalı Osint analizi yapmamı Necati ÖZKAN talep etmişti. Bende bunları Aaron'a söyledim. O da yapmış olduğu analizi bana gönderdi. Yukarıda bunlarla alakalı ifade vermiştim. Necati ÖZKAN bunları ne amaçla kullandı bilgim yoktur."
"Bunların birçoğu darkwebte bulunan verilerdir. Sadece Mgecek olarak gösterilen ve Focus bilişim isimli uzantıları Necati benden araştırma yapmam yönünde talepte bulunmuştu. Bende bu mail uzantıları ile alakalı herhangi bir veri olup olmadığını teknik ekibime sordum. Onlarda bu fotoğrafları atmışlardı. Nasıl temin edildiğini benim bilmem mümkün değildir. Fakat darkweb üzerinden gerçekleştirilmiş olabilir."
"Bu konulardan o dönemde haberim vardı. Hem medyadan duymuştum hemde verileri Osint Darkweb adreslerinden Necati ÖZKAN'ın yönlendirmesiyle sisteme entegre etmiştim. Fakat bu veriler kim tarafından buraya yüklendi bilmem mümkün değildir. Bu veriler üzerinde de yaptırmış olduğum analizleri günlük olarak Necati ÖZKAN'a gönderdim. Kendisinde Ekrem İMAMOĞLU'na göndermesini söyledim."
Burada kastedilenin İBB'den yedeklenen veriler olup olmadığını anlayamıyoruz.
Aralarındaki yazışmalarda bu verileri kullanarak bir analiz yaptıklarıyla ilgili bir konuşma yok.
Sadece şöyle bir yazışma var. Hüseyin Gün, Necati Özkan'a yazmış:
"Dün akşam Sn. İmamoğlu bir soru sordu;
"Kim bu afişleri asıyor".
Detaylı cevaba ulaşıldı. Hangi şirket, kim, ilişki ağı, unvanları vesaire.
Ek Dosya: Project IKE – Draft 17 June.pptx (2.04 MB)
Bilmenize memnun olacaksınız ki, İstanbul Belediyesi veritabanı kopyalama sorunu risklerini azaltmak için yapay zekâ dijital ordumuzu (etki aracı) kullandık ve aktive ettik (2. slayttaki ikinci maddeye bakınız).Bu kadar hassas araçları kullanırken dikkatli olmalıyız çünkü bize resmi yetki verilmiş değil ama ben riski aldım. Umarım bu siz ve kampanya tarafından not edilmiştir."
Burada kastettiği hassas araçlardan kastının ne olduğu da Gün'e sorulmuş:
"Ben Necati ÖZKAN isimli şahıs ile irtibat kurardım. Kim bu afişi soruyor sorusunun medyaya yansıyarak mı öğrendiğimi yada Necati ÖZKAN tarafından mı tarafıma yöneltilerek öğrendiğimi hatırlamıyorum. İstanbul Veritabanı kopyalama sorunu risklerinden kastım şudur. O dönemde İBB verilerinin kopyalandığı ve alakasız kişilere verildiği şeklinde çok fazla haber ve etkileşim oluyordu. Bunla alakalı olarak Necati ÖZKAN isimli şahıs bana "Bu veri tabanı kopyalama üzerine haberler bizi çok rahatsız ediyor. Bu haberlerin etkisi görünürlüğü azaltılabilir mi" şeklinde sordu. Bende bunu deneyebileceğimi belirttim. O dönemde yapay zeka dijital ordu yaygın değildi ve …. devletçe kontrol altında olan ve izne tabi gerçekleştirilebilen bir işlemdi. Fakat herhangi bir izin almaksızın bu haberlerin bastırılması amacıyla faaliyete geçirdim. Bunun sonucunda da İBB veri kopyalanması haberleri gündemden peyder pey düştü. Risk konuları bunlarla alakalıdır."
Bu yazışmada dosya adı görülen IKE Project yani IKE Projesi'ne dikkat.
IKE, aslında eski Amerikan Başkanı Dwight David Eisenhower'ın lakabı.
Ama buradaki IKE, İmamoğlu.
Hüseyin Gün ifadesinde "İKE olarak bahsedilen kişi Ekrem İMAMOĞLU'dur. İke denmesinin sebebi de teknik ekibim yabancı olduğu için Ekrem şeklinde telaffuz edemiyorlar ve IKE diyorlar" diye açıklıyor.
IKE Projesi, Hüseyin Gün ve eski CIA ajanı Aaron Barr'ın ortak olduğu Boston merkezli PiiQ Media'nın Mayıs 2019'dan 23 Haziran 2019 seçim gününe kadar İmamoğlu için yaptıkları seçim işlerine verdikleri ad.
Hüseyin Gün'ün şirketi Mayıs ayından 23 Haziran seçim gününe kadar Necati Özkan'a günlük olarak benzer bilgiler, istihbaratlar ve bunlarla oluşturulmuş seçim kampanyası için öneriler göndermiş.
Necati Özkan'ın ifadesinde dediğinin aksine aralarında sürekli bir temas olduğu anlaşılıyor.
Güvenli olduğu için Wickr üzerinden yazışıp, genelde İngilizce konuşmuşlar.
Hüseyin Gün'ün Wickr üzerindeki adı Jupiter1881, Necati Özkan'ınki Bluestar81.
Günlük olarak bir rapor hazırlayıp göndermiş:
"Günlük raporun sana daha önce gönderildiğine dair kanıt. En iyi yöntem, WhatsApp'ını her gün kontrol etmen ve raporu aldığını bana teyit etmen.
Sözüm sözdür; sana her gün güncellemeler göndereceğim, aksi yönde bir bilgilendirme yapana kadar. Umarım bu mantıklı gelmiştir."
Hüseyin Gün bu yardımı manevi annesi Seher Alaçam'ın isteği doğrultusunda bila ücret yaptığını söylüyor.
Hatta günlük olarak gönderdiği notlarıyla ilgili Necati Özkan'dan geri dönüş alamadığı bir yazışmada ücretsiz desteğe rağmen yeterince ilgi görmemekten şikayet de ediyor:
"Eğer önerilerimiz kullanılmayacaksa, benim bunları sunmamın ve ekibimin pro bono (ücretsiz) çalışmasının bir anlamı yok. Lütfen bilgi verin."
Peki bu ücretsiz ve arzulu desteğin motivasyonu ne
Seher Alaçam, 90'larda SHP'li Kartal Belediyesi'nde Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi'nde müdirelik yapmış sıkı bir CHP'li.
Merdan Yanardağ'ın TELE-1'ine para yardımı yapmış, Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de Hüseyin Gün'den birşeyler yapmasını istemiş.
Ama Hüseyin Gün de politik olarak ondan farksız.
Gün'ün takma adındaki 1881 dikkatinizi çekmiş olabilir.
Pazarcıklı bir Alevi aileden geliyor. Sıkı bir laik ve Atatürkçü. Kendisini Jöntürk olarak tarif ediyor ve İslamcılar yani AK Parti'den nefret ediyor.
2023 seçimlerinin ikinci turu öncesi Kılıçdaroğlu'nun konuk olduğu bir TELE-1 yayını sırasında Merdan Yanardağ'a öfkeli mesajlarında bu siyasi eğilimi net görülüyor:
"Bu Jöntürk davası bunların elinde heba oldu ama yine de kendime ve anneme olan saygıdan dolayı gitip oy vereceğim fakat bu kullanışlı aptallara güvenim yok ve öfkem büyük! Dinci dinciliğini yapıyor, peki bunlar ne yapıyor
Ülke mustafa sabrigiller ve atıf hocacılar tarafına çoktan geçmiş bizler fark etmemişiz. Yazık oldu bizlere ama artık ne denecek ne de yapacak bir şey kaldı maalesef."
Yani bu desteğin ideolojik bir motivasyonu da var.
Geçelim iki seçim arasındaki Hüseyin Gün'den Necati Özkan'a giden notlara…
18 Mayıs 2019'da başlayarak ilginç notlar, bilgiler, dökümanlar göndermiş Gün, Özkan'a.
Bir kısmı siyasi tavsiyeler. Ama hiç de fena olmayan siyasi öneriler bunlar:
"İmamoğlu'nun yaklaşan kampanyada CHP markasını kapatması gerekiyor. Genel bir algı var: Dindar blok CHP markasını olumsuz görüyor. Bu yüzden Erdoğan, kendi kampanya ekibine İmamoğlu'nu ismiyle değil "CHP adayı" olarak anmasını söyledi. Bunun sebebi Erdoğan'ın CHP markasının dindar blokta "din karşıtı" olarak algılandığını bilmesi. Bu doğru değil, ama maalesef algı böyle şekilleniyor."
Bir kısmı "Murat Ongun'un telefonunda casus yazılım tespit ettik, dikkat edin" gibi teknik analiz ve istihbaratlar:
"Teknik ekibim, dünkü raporda adı geçen cep telefonu numarasının sahibini buldu ve bu numara Murat Ongun'a ait. Ongun'un cep telefonu, uzaktan erişimli dinlemeye izin verebilecek casus yazılım ile enfekte olmuş durumda. Bu nedenle, Murat'ın Ekrem Bey ile yapılacak hassas, özel kampanya toplantılarına telefonunu götürmemesi çok önemlidir."
Sahadan "dijital istihbarat" toplanarak yapıldığı söylenen öneriler:
"

4