Hiroşima'ya atom bombası Türk medyasını neden heyecanlandırmıştı

6 Ağustos 1945'de ABD, Hiroşima'ya atom bombası attı. 3 gün sonra bir atom bombası da Nagazaki'ye atıldı.

Aslında bombaların Hiroşima ve Nagazaki'ye düştüğü andan itibaren, bombalar korkunç bir dünya savaşının sonunu getirse de atom bombasının kullanılması korku ve öfkeye neden olmuştu.

ABD'de bile Japonların teslim olması yüzünden yaşanan bir aylık bir sevincin ardından eleştirel tepkiler ve haberler ağırlık kazanmıştı.

Bombanın mucidi Oppenheimer'ın bile keşfettiği şeyin dehşetinden nasıl ürktüğünü filminde de izledik.

Savaşta büyük trajediler yaşamış Avrupa da atom bombasına eleştirel bakmış, gazeteler Hiroşima ve Nagazaki'deki trajediyi haberleştirmişti.

İngiliz gazeteleri atom bombasını "Canavar" ve "Korku bombası" gibi manşetlerle duyurmuş, Japon radyosunun ve görgü tanıklarının anlatımlarına yer vermiş, en çok okunan yazarlardan William Connor "Ölüm Yoluyla Dünyayı Kurtarmak" makalesiyle doğrudan bombayı eleştirmişti.

Savaşın doğrudan acılarını yaşamış Batı hatta ABD basını atom bombasına karşı böyle mesafeliyken, tuhaftır savaşa girmemiş tarafsız Türkiye'de ise Hiroşima'ya atom bombası atılması tuhaf bir sevinç ve heyecanla karşılanmıştı.

7 Ağustos 1945 günkü Cumhuriyet, Tan, Tasvir, Akşam gibi devrin büyük gazetelerinden birkaç başlık ve spot okuyalım.:

"20.000 ton dinamite muadil tek bomba"

"İngilizler Amerikalılar tahrib işinde yeni ve korkunç bir devre açan atom bombasını icad ederek kullanmaya muvaffak oldular"

"İlk atom bombası dün bir Japon şehrine atıldı, şehrin ne hale geldiği dumandan anlaşılamadı"

"Dünyanın en büyük keşfi"

"Şehirleri yerinden sarsacak bomba"

"Atom bombaları ilk defa olarak Amerikalılar tarafından Japonlara karşı kullanıldı, tahrip işinde yeni bir devir açıldı."

Dehşetin ortaya çıkmaya başladığı günlerde yine Türkiye medyasında Hiroşima ve Nagazaki'nin acıları görünmedi:

"Fennin Eşsiz Bir Mucizesi"

"Bu müthiş atom enerjisi dünya barışının korunması işinde de kullanılacak"

"Yeryüzünde harp kalkıyor mu"

"Atom bombası harikası"

"Atom bombası ya harbin yahut ta dünyanın sonu olacak"

Bir hafta sonra Oppenheimer depresyona girmişken Türk medyası olayın bilimsel mucize yönüne doğru yoğunlaşmıştı:

"Atom bombası araştırmalarından tıbda istifade ediyor."

"Bazı hastalıkların tedavisi mümkün oldu, kanser hastaları için de tecrübeler yapılıyor." "Atom bombası tıp alemine de yaradı."

"Atomları infilak ettiren bu alet biyolojide ve hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır." "Kömür, petrol tarihe karışacak, buhar devri bitecek"

"Yeni keşif sayesinde ağaçların bir kaç gün içinde büyümesi kabil olacak"

"Yeni bomba ile bulutlar dağılacak, istenildiği zaman yağmura son verilecek, sokaklar ısıtılacak, soğuk yerlerde portakal, üzüm yetiştirilebilecek"

Ülke önde gelen köşe yazarları da atom bombasını övgüler düzerek, Japonları suçlamışlardı.

Burhan Felek: "Atom bombası fende gelişmelere neden oldu. Dünya koşuyor, hatta uçuyor!"

Ömer Rıza Doğrul: "Yöneticilerin açgözlülüğü imparatorlukları yok eder, tıpkı

Japonya'nın durumu gibi. Pearl Harbor baskınını yapan Japonya bu duruma kendi hatası yüzünden düştü."

Hem Nalına hem Mıhına: "Japonlar ruhen ilkel ve geri kalmış bir millettir.

Japon halkı İmparatora bir tanrı gibi tapar. Ama o imparator Japonya'ya tarihindeki en büyük felaketi yaşatan kişidir."

Nadir Nadi: "Eğer bu bomba olmasaydı kullanılsaydı, savaş aylar, hatta belki de birkaç yıl sürerdi. Bomba savaşı kısalttı ve milyonlarca masum insanın israf ediliyor. Almanya ve Japonya tanrıya tapıyordu ve kaybettiler"

Gerçekten çok tuhaf.

Hiroşima ve Nagazaki konusunda Türkiye'de duyarlılık ise uzun yıllar sonra anti-Amerikancılık ve solculukla birlikte yükseldi.

Peki, bu aşırı empati yoksunluğunun sebebi neydi