Yürütenler böyle denmesinden çok hoşlanmasa da ikinci çözüm bundan tam bir yıl önce yine Meclis'in 1 Ekim 2024'deki açılış günü Erdoğan'ın konuşmasının ardından Bahçeli'nin DEM sıralarına giderek uzattığı elle başladı. O gün o elin bir nezaket eli olmadığını ve yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu yazıp söyleyen az sayıdaki insan hızlıca öfkeli muhaliflerin iktidara yanlama suçlamalarına maruz kaldılar. Bu tokalaşmadan sonra yazdığım ilk yazıda şöyle demişim: "Bahçeli'nin yazılı metinlerden okuduğu konuşmaları ve eylemleri dışında birebir ilişkilerde nazik bir insan olduğu görülüyor. Belki de bazılarının söylediği gibi sadece Tuncer Bakırhan'a taziye için uzanmış bir eldi.
Ama bunu dışarıda, gözlerden ırakta yapabilecekken herkesin gözünün Meclis'te olduğu bir anda yerinden kalkıp, doğrudan daha düne kadar kapatılmasını, maaşlarının kesilmesini istediği DEM'li milletvekillerinin yanına gidip elini uzatarak, onlarla sohbet ederek yaptı. TBMM açılışında Bahçeli'nin DEM Parti sıralarına gidip tokalaşmasından bahsediyorum.
Ama orada bitmedi. Daha sonra Meclis resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, "Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barışı isterken kendi ülkemizde barışı sağlamak lazım" diyerek uzattığı elin sadece arkasında durmadı, bu meseledeki şifre ve riskli kavramlardan "barış"ı kullanarak tokalaşmayı siyasileştirdi. Peki bu mevsim normallerinin üzerindeki açılım iktidarın, Erdoğan'ın bilgisi dahilinde, planlı bir hamle mi
Henüz teyit edilebilmiş bir bilgi yok, dedikodular var. Ama tokalaşma sırasında gözlerden kaçan ilginç biri var kadrajda.
Bahçeli'nin hemen arkasında AK Parti iki numaralı ismi olan Bursa Milletvekili Efkan Ala görülüyor. Efkan Ala, çözüm süreci döneminin İçişleri Bakanı'ydı ve Dolmabahçe açıklamasındaki en üst düzey yetkiliydi.
Ve AK Parti'de hala demokratik reform, Kürtlerle diyalog gibi meselelerde adı öne çıkan isimlerin başında geliyor. Tam o sırada onun da ayağa kalkıp Bahçeli ile DEM sıralarına gitmesi ilginç bir andı. Eğer Kürt meselesinde iktidar yeni bir hamle, açılım yapacaksa bunu Erdoğan'ın değil, böyle bir açılımın önünde engel olacağını düşünülen Bahçeli'nin yapması stratejik olarak en doğrusu olurdu.
***
Ve tabii uzun süredir İran'ın coğrafi olarak etkisi altındaki PKK'nın da çizgisini değiştirebilir. Biraz fazla yoruma girdiğinin farkındayım. Akşamları tvlerde haritalar üzerinde çubuklarıyla büyük resmi gören uzmanlara dönmek istemem.
Ama eğer Bahçeli'nin uzanan bu sürpriz elinin arkasında bir akıl varsa onun arkasında da böyle bir konjonktür var.
Bahçeli'nin eli nezaket için ya da bir plan dahilinde artık uzandı ve siyasette bir taş yerinden oynadı."
Ben demiştim demeyi sevmem ama çözüm sürecine kredi açanlar olarak işittiğimiz onca laftan sonra galiba bazen bu hatırlatmaları yapmak gerekiyor. Çünkü insanlar hafısasız. Bir sene önce sürece şans verenleri naif bulanlar, şimdi süreç övmekte omuz darbeleriyle en öne geçmekten pek çekinmiyorlar.
Neyse ki hayırda yarışınız diye bir hadis var. Ama hakkı teslim etmekle ilgili de epey hüküm var. Çünkü bu bir yıl içinde sürekli endişeli senaryolarla kendilerini güvenli pozisyonlarda tutanlar yanılma şampiyonu oldular.
Bahçeli kendi yaptı, Erdoğan'ın haberi yok dediler. Projeyi en başından MİT'in yürüttüğü ortaya çıktı. Siyasi taktik, bir şey çıkmaz dediler. Bir senede siyaseten iktidara yarayacak tek bir adım gelmedi. Öcalan öyle bir açıklama yapmaz dediler yaptı. Yapsa da PKK dinlemez dediler. Dinledi. PKK o kongreden fesih kararı almaz, top çevirir dediler. Kendini fesh etti. Örgüt bölünür dediler, bölünmedi. Erdoğan bir noktada vazgeçer dediler, bir ylın sonunda neredeyse her konuşmasında Terörsüz Türkiye'yi en büyük mirası olarak anlatıyor Erdoğan.
Silah bırakmaz dediler, bütün medyanın önünde canlı yayında törenle silah yaktı. YPG olarak yola devam ederler dendi, SDG-Şam mutabakat imzaladı. Sorunlar var ama hala masadalar. Tam tersini iddia edenler iyimser, naif diyenlerin kötümser ve sahadan habersiz olduğu ortaya çıktı. Bütün bu yanılmalar önemli, hala iddialı laflar ediliyor, o yanılmalardan ders çıkarılmamış görünüyor çoğu kişi. Çözüm sürecinin birinci yılında durumu Erdoğan'ın Meclis açılışı ve resepsiyonunda DEM'lilerle olan diyalogları özetliyor aslında. Geçen yıl DEM'lileri görmeyen, tokalaşmayan Erdoğan bu hıl doğrudan Meclis açılışındaki konuşmasında DEM Parti'ye teşekkür etti: