Turgut Özal... Rahmetle...

Türkiye'yi dışa açan Başbakan... 8. Cumhurbaşkanı... Sivil, demokrat, renkli, hoşgörülü bir siyaset ve devlet adamı.
Bugün, bir başka âleme göç edişinin yıldönümü. Rahmetle anıyoruz.
Türkiye, onu unutmuyor. Ve adını üniversitede, bulvarlarda, okullarda, çarşılarda, meydanlarda yaşatıyor.


Peder ne der, kader ne der

Genel seçim... 5 Haziran 1977... Özal kardeşler, Prof. Necmettin Erbakan'ın partisinden aday... Milli Selamet Partisi.
Turgut Özal, İzmir'den.
Korkut Özal, İstanbul'dan.

Seçim yapıldı... Sandıklar açıldı... Oylar sayıldı.
Turgut Özal seçilemedi. Korkut Özal ise... Meclis'teydi.
Turgut Özal, 1977 sandığından çıksaydı... Parlamento'ya girseydi... 12 Eylül 1980 darbesinden sonra siyasi yasaklılar arasında yer alacaktı.
1983'te, Anavatan Partisi'ni kuramayacaktı. Başbakan... Cumhurbaşkanı olamayacaktı.
Hani ne derler "Son sözü kader söyler... Alın yazısı."


Büyük başarı

Cemil Çiçek'ten defalarca dinlediğim bir söz: "Ben siyasette yumruk sıkmak yerine el sıkmayı Turgut Özal'dan öğrendim."

Özal... Siyasette 4 farklı kesimin elini sıkmayı... 4 siyasi eğilime kucak açmayı... 4 mahalleden de oy almayı başaran bir lider.
Siyasetin 4 tabanını da kucaklamak... Ve 4 taban tarafından kucaklanmak... Her babayiğidin harcı değil.


'Kapalı devre' kamuoyu araştırması

Kamuoyu yoklaması... Anket... Özal ile birlikte Türk siyasi yaşamına girdi. Özal'ın bu konuda bir açık çalışması vardı... Bir de kapalı.
Açık çalışma... Anket şirketlerinin araştırmaları.
Kapalı çalışma... Özel... Kapalı kapılar ardında.
Şöyle ki:
"Başbakan Özal, aktif siyasetin dışında olan... Kendisinden hiçbir beklentisi bulunmayan... Kendi alanında saygın isimlerin" düşüncelerini öğrenmek için... Kapalı devre bir sistem kurmuştu. Akıllıca... Ve başarılı bir uygulama.


'Kişiye özel'

Cemil Çiçek, anılarını yazmaya başladı... Konuyu ayrıntıları ile yazacaktır... Biz, kısaca anlatalım. Çiçek... Özal'ın güvendiği isimlerden... Ona bir görev verdi:
- İstanbul'a git... Arkadaşlarla yemek ye... Benim hakkımda... İcraatımla ilgili... Ne diyorlar Hepsini not et. Bana getir. Özal'ın, "Arkadaşlar" dediği isimler... Dönemin adı sanı bilinen... Saygın... Akçalı işlerle ilgisi olmayan kişiler... Birkaçını sayalım:
Aydın Bolat... Mehmet Turgut... Şaban Çavuşoğlu... Zeki Aytaç... Sabahattin Zaim... Ahmet Kabaklı... Süleyman Yalçın... Ergun Göze... Nevzat Yalçıntaş... Salih Tuğ...
Onlar, Özal'ın şahsıyla ilgili... Hükümetle ilgili düşüncelerini söylediler... Her ay. Cemil Çiçek de, söylenenleri Başbakan Özal'a iletti... Kelimesi kelimesine. Öyle ki... Özal'ın ailesiyle ilgili eleştiri de yapılmıştı.
- Cemil Bey... Sayın Başbakan'a söyleyin... Eşi Semra Hanım, parti ve devlet işlerine karışmasın.
Çiçek... Eleştiriyi Özal'a iletti. Turgut Bey... İçini çekti:
- Haklılar... Ama söyle onlara... Bu saatten sonra boşanayım mı


Ey vefa! Nerelerdesin

Turgut Özal hayatta iken... Yanına yaklaşmak isteyen... Yurtdışı gezileri heyetinde yer alabilmek için sıraya giren... Aynı fotoğraf karesine girebilmek için yarışanlar... Anlı şanlı iş insanları... Özal, bir başka âleme göç edince... Hakk'ın rahmetine kavuşunca... Argo deyimle, araziye uyanlar... Uzun kayıp... Maalesef... Bu da bir Türkiye gerçeği.
Yazmazsak olmaz... Mardinli Zeynel Abidin Erdem... Nobel Ödüllü gururumuz Prof. Aziz Sancar'ın akrabası... Özal'ın vefatından sonra emanetini... Semra Özal'ı hiç yalnız bırakmadı.
Vefanın, İstanbul'da sadece bir semt adı olmadığını hatırlayanlar da çıkıyor... Zeynel Abidin Bey gibi.


Çağın sorunu... 'Kilo'

Devlet protokolü... İlk sırada, Cumhurbaşkanı Özal yürüyor. Sonra TBMM Başkanı... Ve Başbakan Süleyman Demirel.
Demirel... Son zamanlarda, Özal'ın çok fazla kilo aldığını gözlemliyor. Ve bir ara... Yan yana geldiklerinde... "Kilo ver" diyor. Özal'ın tepkisi:
- Haklısın... Doğru söylüyorsun... Ama kolaysa sen ver.
Bu konuşmayı bana Demirel anlatmıştı.


Hariçten gazel okumak