Süleyman Demirel... Yılların siyasetçisiydi... Tecrübe küpüydü... Bir gün, Cumhuriyet Halk Partisi'ni sormuştum.
Şu yanıtı vermişti:
"Siyaset, halay gibidir."
Ve... Devam etmişti:
- Siyaset, iki kişinin yaptığı vals değildir... Zeybek, çiftetelli, kaşık oyunu değildir... El ele tutuşulan halay gibidir... Ekip işidir... Takım oyunudur.
Aradan seneler geçti... Demirel'in bu sözlerini hiç unutmadım.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin sorunu galiba burada. Bir türlü el ele tutuşamıyorlar.
***
Püf noktası
Geçmişten bugüne... CHP eşittir parti içi mücadele.
Süleyman Demirel'e aynen bunu söylemiştim... CHP'de liderler değişiyor... Ama parti içi mücadele bir türlü bitmiyor.
Benim bu sözlerim üzerine Demirel şöyle konuşmuştu:
Parti içi mücadeleyi çok da büyütmemek lazım.
Bir yerde canlılık, sağlık işaretidir.
Ama bu bir doz/ölçü meselesi.
Kırıp döksünler diyemem.
İşte konunun püf noktası... En önemli ve can alıcı yeri.
CHP... Dozu/ölçüyü kaçırıyor.
Bunca yılın partisi... Kırıp dökmeler... İstifalar... İhraçlar... Kavgalar.
***
Saraydan kız kaçırma
Gürsel Tekin, CHP İstanbul İl Başkanlığı binasına girdiğine göre... Önlem... Onu açığa düşürme formülü:
İl Başkanlığı makamını Bahçelievler'e taşıma.
Buna, "Gürsel Tekin'den makam kaçırma" da diyebiliriz.
İnsanın aklına Mozart'ın ünlü operası geliyor:
"Saraydan kız kaçırma."
Sarıyer'den Bahçelievler'e... Gürsel Tekin yarın Bahçelievler'e gidecek olursa... Bu defa, ver elini Bakırköy... Bu iş böyle devam ederse... Küçükçekmece... Arnavutköy... Şişli... Başakşehir... Zeytinburnu... İl Başkanlığı makamını taşı dur.
Tam bir komedi.
Rastlantı... Ancak bu kadar olabilir:
Mozart'ın, sözünü ettiğimiz ünlü operası da bir komedi.
***
Günün sorusu
Günlerdir herkes birbirine soruyor... Televizyonlarda tartışılıyor... Sokakta konuşuluyor:
"CHP bölünüyor mu" Hayır... CHP'liler antrenman yapıyor... Huyları bu... Kavga etmeden duramıyorlar.
Siyasi partilerin bir hedefi olur... Ana hedef... İktidar olmak.
CHP'de ise... Görüyorsunuz... Yıllardır değişmeyen hedef... "Ülkede değil, parti içinde iktidar olmak."
Öyleyse... Durmak yok, parti içi mücadeleye devam.
***
Aldırma gönül aldırma
Siyasi gerilimin tavan yaptığı dönem... 12 Eylül 1980 darbesi öncesi... CHP Kurultayı toplanmıştı... 4 Kasım 1979.
Salonda yükselen müzik:
"Aldırma gönül aldırma."
Ve önceki gün... 8 Eylül 2025... Sarıyer... İstanbul İl Başkanlığı önü... Binlerce ağızdan yükselen marş/slogan:
"Gün doğdu, hep uyandık, Siperlere dayandık." Bu marşın şarkı uyarlaması dört kıtadır.
İkinci kıtası... Ve dördüncü/son kıtası şöyle biter:
"Vurun kardaşlar, vurun." Nereden nereye
Kim vuracak Kimi vuracak CHP'li, CHP'liyi mi
***
Barışmayı bilmiyorsan...
Süleyman Demirel, rahmet istedi... Bir sözü var ki siyaset klasiği:
"Barışmasını bilmiyorsan kavga etmeyeceksin... Kin ve nefret üzerine siyaset yapamazsın... Barışmayı da başaracaksın."
CHP'nin, kavga etmekteki karne notu: "On numara beş yıldız... Tam puan." Barışma... Kucaklaşma konusuna gelince...
Notunu okuyucumuz versin.
***
Ecevit ne demişti
Aynı kurultay... 4 Kasım 1979... Kürsüde Genel Başkan Bülent Ecevit... Söyledikleri... Kelimesi kelimesine:
Bize en büyük zarar, parti içindeki muhalefetten gelmiştir.
İç muhalefetin ölçüyü kaçırmasından gelmiştir.
Onlar için önemli olan partiyi iktidar yapmak değil, parti içinde iktidar olmaktır. Aradan 46 yıl geçti... Ecevit'in sözleri hâlâ güncel.
***