Pişkinliğin önlenemez yükselişi

Kabahati gelin etmişler, kimse damat olmak istememiş.
Kartalkaya... Otelde yangın... Büyük facia... Yüreğimiz yanıyor.
Yara soğudukça, acısı katlanarak artıyor.
Türkiye'yi yasa boğan bu felakete sebep olanlar kimler Kusur kimde Suç kimde Ara ki bulasın
İhmaller zincirinin sorumluları... Tam bir pişkinlik içinde.
Bu gidişle yangının faturasını ölenlere keserlerse şaşmamak gerek.


Bir cenaze namazı

Çarşamba... Öğleden sonra... Cemil Çiçek camideydi... Cenaze namazında.
Hoca Efendi sordu:
"Merhumu nasıl bilirsiniz"

Gözyaşları sel oldu aktı.
Yiğit Gençbay... 25 yaşında... Tıp fakültesi son sınıf öğrencisi... Kayak yapmak için Kartalkaya'ya gitmişti.
Annesi... Ankara 11. İdare Mahkemesi Başkanı Serpil Gençbay. Babası... Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay.
Başsağlığı dileyen Cemil Çiçek'in gözlerinde yaşlar... Annede, babada yükselen hıçkırıklar.
Bu manzaraya dayan dayanabilirsen.


'Akıl tutulması'

Köksal Toptan da camideydi... Yiğit Gençbay'ın cenaze namazında.
"Maalesef dikkatli hareket etmeyi sevmiyoruz" dedi:
Otelde yangın... Hata üstüne hata var... Tam bir hatalar zinciri.

Üç kuruş daha fazla kazanmak için, olmadık hatalar yapılıyor... Sonucu bin kuruş zarar... Ve can kayıpları... Dinmeyen acılar.
Herkesin birbirini suçlaması yerine, şapkayı önüne koyup kendi kendini sorgulaması lazım... Nerede, hangi yanlışı yaptık diye.
Acı büyük... Kavganın kimseye yararı yok.
Yangından oy çıkarmaya çalışmak, tam bir akıl tutulması.
Sözün bittiği yer... İnsan ne diyeceğini şaşırıyor.


Solan fidanlar

Çocuklar... Gençler... Otel yangınında ölenlerin çoğu taze fidanlar.
İkiz kardeşler... Sedat ile Vedat Çetiz... Yaşları 11... Küçük kardeş Esat henüz 9 yaşında.
Ala Dora Türkmen, 18'inde... Ağabeyi Yücel Ata, 22'sinde.
Vedia Nil Apak... Pera Suyolcu... Elif Derin Yalçın... Yaşları 11.

Dilara Ermanoğlu (24)... Hayatının baharında... Evladının ölüm haberini alan babası Ferman Ermanoğlu, otopsinin yapıldığı hastanenin önünde kalp krizi geçirdi.
Yunus Emre... "Yeşil ekinin biçilişine" yanmıştı:
"Bu dünyada bir nesneye,
Yanar içim göynür özüm,
Yiğit iken ölenlere,
Gök ekini biçmiş gibi."


'Ya sabır'

Serpil Hanım... Abdurrahman Bey... Başınız sağ olsun... Allah, sabır versin.
Cemil Bey... Yargıç dostlarınızı yalnız bırakmadınız... Sizin de başınız sağ olsun.

Cemil Çiçek, "Bu günler, acıyı paylaşma ve dayanışma günüdür... Milletçe üzüntü içindeyiz... Sabır dilemekten başka söylenecek bir şey yok" dedi.
Evet... Cami avlusunda söylenecek fazla bir şey yok.
Camiden çıktıktan sonra... Cemil Çiçek'le uzun uzun konuştuk. Neler mi söyledi Anlayana ders gibi sözler.


Duman tüterken...
Cemil Çiçek'ten... Kitabın ortasından sözler:
Her insanın, kendisinin de öleceğini hesaba katarak daha rahmani düşünmesi lazım.
İşini daha düzgün ve hilesiz yapması lazım.

Birbirimizin hukukuna daha çok riayet etmemiz lazım.
Kul hakkına, komşu hakkına, çevre hakkına özenli olmamız lazım.
Kartalkaya'da yanan otelin dumanları tüterken, diğer otellerde kayak yapılıyor... Yakışıyor mu
Ölümlere bu kadar duyarsız hâle gelmişiz.
İnsani değerler noktasında ciddi bir kalitesizliğimiz