Derin sohbet

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleri... CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in desteği.
Ve... Eşzamanlı olarak yapılan TUSAŞ saldırısı... Şehitler.
Bütün bunları... Ve daha fazlasını... Dünü, bugünü, geleceği... Devlet politikasını... Toplumun beklentisini... Saygın bir devlet adamı... Cemil Çiçek ile konuştuk... Uzun uzun.
TBMM Başkanlığı dâhil yüksek görevlerde bulunan... Yıllarca Milli Güvenlik Kurulu toplantılarına katılan, deneyim küpü Cemil Çiçek, son gelişmelere nasıl bakıyor
Soruyoruz:
- Bazen, "Kürt sorunu" diyoruz... Bazen, "Terör sorunu." Bazen de sorun olmadığını söylüyoruz... Atatürk'ten bugüne, bu sorunu çözmek için başlatılan süreçler var... Ne diyorsunuz
Artık söz Cemil Çiçek'te... Bugün ve yarın.

TÜRKİYE İÇİN ZOR DÖNEM
Önce, TUSAŞ saldırısında can verenlere ve bütün şehitlerimize rahmet diliyorum... Milletçe başımız sağ olsun.
TUSAŞ'a yönelik hain saldırıdan sonra bir defa daha açıkça ortaya çıktı ki, Türkiye daha zor bir sürece giriyor.
Zaten işimiz zordu, şimdi daha da zor bir sürece girdiğini herkesin kabul etmesi lazım.
Bunu baştan söylememin nedeni, evvela herkesin aklını başına alması lazım.
Birbirimizle ilgili değerlendirmeleri yaparken, eski usulle, eski üslupla, sanki hiçbir şey yokmuş gibi birbirimizle ilişki kuramayız.
Daha dikkatli, daha sağduyulu, dokuz defa düşünüp bir defa konuşma gibi bir sürece girdik.
Bunu önemsiyorum; çünkü önümüzdeki sorun, parça tesirli bir sorun. Uluslararası boyutu olan bir sorun.

ESKİ USUL VE ÜSLUBA VEDA
Terör belasını başımıza saranlar, bu belaya destek çıkanlar, uluslararası güçler.
Bunu, sorumluluktan kaçmak için söylemiyorum.
Bu gerçeği kabul etmedikçe, eski usul ve eski üslupla birbirimizi suçlamaya devam ederiz.
Ve böylesine önemli ve parça tesiri çok yüksek bir konuyu, dar alanda tartışmış oluruz.
Bu da zaten zor olan sorunun çözümünü daha da zorlaştırır.

DEVLET SORUNU
İktidarda hangi parti olursa olsun... Cumhurbaşkanı, bakan kim olursa olsun... Meclis, kimlerden meydana gelirse gelsin... Osmanlı'dan bu yana, Cumhuriyet'in ilk yıllarından bugüne, Türkiye'nin böyle bir problemi, derdi var.
Bunu çözemedik... Çözemediğimiz için de uluslararası güçler bundan yararlanıyorlar.
Bu bir devlet sorunudur.
Yapılacak herhangi bir seçimde iktidar değişe bile, ne kimse silahı bırakacak ne de eylemden vazgeçecek.
Bu gerçeği peşinen kabul etmemiz lazım.

DAR KAFALI SİYASET
Bazı konuları, prensip ve ilke olarak kabul etmemiz gerekiyor.
Dünyada, terörün her türlüsünün acısını çekmiş ve her türlüsüyle mücadele eden tek ülke Türkiye.
1980 öncesi sağ-sol terörü... Daha sonra etnik terör... Bunlar yetmemiş gibi bir de DEAŞ ve benzeri terör örgütleri... Ülke olarak terörün her türlü acısını yaşadık.
Yani... Bu olay bir parti meselesinin, iktidar meselesinin çok ötesinde... Devletin temel sorunlarının başında.
Bunu söylememin nedeni... Maalesef dar kafalı siyasetçilerimiz... Geçmişte de, bugün de konuyu parti ve iktidar meselesi olarak görüyorlar.
Falanca gider, dertler biter... Filanca gelir, sorunlar ortadan kalkar... Bunlar gerçekten uzak değerlendirmeler.

EVİN SORUNU, EVDE ÇÖZÜLÜR
Bizim çok güzel bir atasözümüz var... Evdeki sorun dışarıda çözülmez.
Hele komşuda hiç çözülmez.
Komşularımızın cibilliyetine de bakarsak, bu sorunları kendi içimizde çözeceğiz.
Osmanlı'dan bu yana sorun var... Adında bile anlaşamıyoruz... Kürt sorunu mu, Güneydoğu sorunu mu, terör sorunu mu, demokrasi sorunu mu
Herkes bulunduğu noktadan, bu kavramların hepsini kullanıyor.
Böyle olunca daha işin başında fikri zafiyet geçiriliyor.
Bu, bizim evin meselesidir... Ne yapıp edip çözmemiz lazım.