Atatürk'e sorulan soru

Cumhuriyet Bayramı'nı coşkuyla kutladık... Törenler yaptık... Atamızı saygıyla, şükranla, minnetle, rahmetle andık.
Mustafa Kemal Atatürk... Genç cumhuriyetin başkenti Ankara'yı modern, planlı bir şehir yapmak istemişti.

Görev... Ünlü bir Alman şehir plancısına verildi... Hermann Jansen. Ünlü mimar, Atatürk'e sorar: "Bir kent planını uygulayacak kadar güçlü bir yönetiminiz var mı"

***


Atamız böyle kızdı

Falih Rıfkı Atay... İstiklal madalyası sahibi gazeteci... Milletvekili... Atatürk'ün başyazarı.
Alman mimarın sorusuna Atatürk'ün nasıl kızdığını... Ve neler söylediğini aynen şöyle anlatır:

Koca ülkeyi yedi düvelin elinden kurtarmışız.
Bir orta çağ saltanatını yıkarak yerine devlet kurmuşuz.
Bunca devrimler yapmaktayız.
Bütün bunları başaran bir rejimin, bir kent planını uygulayabilecek güçte olup olmadığı nasıl sorulabilir

***


Sonuç... Mimar haklı çıktı

Büyük Atatürk'ü, bir başka âleme uğurladık... Gözyaşlarıyla... 10 Kasım 1938.
Aradan bir ay geçti ve Alman mimar Hermann Jansen'in görevine son verildi.
İmar İdare Heyeti (Bayındırlık Yüksek Kurulu) tarafından... Karar sayısı 131.

***


'Kıyamet kadar'

Yine 11 Kasım 1930... Besim Atalay'dan sonra Nazif Bey kürsüye çıkıyor... Canik Milletvekili:
"Bendeniz bir şube tesisinin İstanbul'da 200 bin liraya bir apartman aldığını ve halen orada otomobillerle gezdiğini gördüm... Bunun ve benzerinin kıyamet kadar olduğunu bilenler de vardır."

***


Acı gerçek

Alman şehir plancısının görevine neden son verildi Ve kimler son verdi
Yanıt... Atatürk'ün yakın çevresindeki Falih Rıfkı Atay'dan: "Yabancı uzmanın rüşvetle ve nüfuzla yola gelmediğini gören bazı etkin kişiler."

***


Örnek mi dediniz

Atatürk hayatta iken... Bazı etkin ve nüfuzlu kişiler... Ki içlerinde siyasetçi de vardır, yüksek bürokrat da... "Ankara'da arsa kapattılar."
Örneğin... Abdi Paşa'nın mirasçılarından 300 bin metrekare arsa aldılar... Metrekaresi 25 kuruşa.
İmar planında yoktu... Bina yapılamazdı... Varsın olsun. Nasıl olsa Gazi Paşa ölecek... Sonrası kolay.
Ve Atamız hayata gözlerini kapatınca... Plan, "pilav oldu".
Bahçelievler Yapı Kooperatifi bu olayın en somut örneği.
Kooperatifin başlangıcı 1933... Atamız hayatta. İnşaat girişimi... Atamız aramızdan ayrıldıktan sonra... 1938.

***


Konuşan tutanaklar

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1920'de açıldı.
11 Kasım 1930... Meclis... Mali konular görüşülüyor. Kürsüde Besim Atalay... Kütahya Milletvekili.
Meclis tutanaklarından... Kelimesi kelimesine:

"Aksaray'da bir kaymakam var... Bir bağ, bir apartman ediniyor... 20 bin lira da çalıyor... Bu herif bugün İstanbul'da mağaza açmış, ticaret bile yapıyor."
Konuşma uzun... Besim Atalay, başka örnek de veriyor... Ve şunları söylüyor: "Hırsızlıkla zengin olan bu gibi hainlerin, namussuzların cezalarının verilmesini bekliyorum." Milletvekilleri... Alkışlıyorlar.

***


Devletin malı deniz

Olur mu "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" diye bir atasözü olur mu "Bal tutan parmağını yalar" diye atasözü olur mu

Osmanlı döneminde... Cumhuriyet döneminde hepsinin olduğunun sağır sultan bile farkında.
Hatta... Şiirler yazılmış... O kadar çok ki... Han-ı Yağma... Tevfik Fikret: