Atatürk ile aldatanlar

Darbeler... 15 Temmuz hain darbe girişimi... Muhtıra... Postmodern darbe... Bütün bu işleri yapanlar... Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kapatanlar... Meclis'i bombalayanlar... Atatürk'ün adını kullandılar.
Atatürk... "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" demişti.
"Milli irade kendi istikametinde bir nehir gibi coşup taşacaktır" diye sesini yükseltmişti.
Atatürk'ün... TBMM'de söylediği iki altın söz daha:
Türk milletinin sevgi ve bağlılığı her zaman Büyük Millet Meclisi'ne yönelmiştir ve hep oraya yönelecektir.
Gücün tek kaynağı olan Türk milletinin saygın vekillerini büyük mutlulukla eğilerek selamlıyorum.
Atatürk ile aldatanlar... Atatürk maskesiyle dolandırıcılık dâhil her türlü pis işe bulaşanlar... Saymakla bitmez.
Sağınıza solunuza bakın... Mutlaka onlardan birini görürsünüz.

***

GÜNÜN SÖZÜ
Rahmetli Uğur Mumcu söylemişti... Yazmıştı:
"Bu ülkede, banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken Atatürk maskesi takılır."
Yalan mı

***

ATATÜRK'LÜ SAVUNMA
Eski milli futbolcu... Cinsel saldırıdan yargılandı.
İstanbul... Bölge Adliye Mahkemesi... 20. Ceza Dairesi'nde savunmasını yaptı: "Ben Atatürkçüyüm... Bana Atatürkçülükten ceza verirseniz kabulüm."
Mahkeme başkanı sormuştu: "Atatürkçülere ceza mı veriliyor"
Ve... Mahkeme kararı: "Tutuklanmasına."
İstikamet Metris Cezaevi.

***

KAYIP ARANIYOR
Atatürkçü(!) girişimci, bir büro kiraladı... Amacı, Atatürk ideolojisini yaymak için dergi çıkarmak.
Şirket şirket dolaştı... Bankalara ve kamu kuruluşlarına gitti... Hayali dergiye abone kaydetti... Reklam bağlantıları yaptı... Para topladı.
Sonra... Büroyu kapattı... Ve kayboldu... Ara ki bulasın.
Hürriyet Gazetesi... Ayrıntılarıyla yazdı... 5 Ocak 2004.

***

FİLM GİBİ
Olay, Denizli'de yaşandı... Uzun hikâye... Özetleyelim.
Nihat Zeybekci... Eski milletvekili... Eski bakan... Ama daha önce Denizli belediye başkanıydı.
İmar planı... Belediye Meclisi kararı... Yol genişleyecek... Bazı binaların yıkılması şart.
Bu sırada... Binanın birine koca bir Atatürk posteri asıldı.
Nihat Zeybekci, "Yıkacağım" diye ısrar edince... Bir gazete manşeti patlattı: "Atatürk düşmanı belediye başkanı."
Zeybekci... Gazeteyi mahkemeye verdi... Yıkım kararından geri adım atmadı. Ama... Bu defa, bina sahibi, tenekeden bir minare yaptı... Bina artık mescit(!) oldu.
Zeybekci inatçı... Kararlı... Yıkacak... Fakat, yine bir gazete manşeti: "Din düşmanı belediye başkanı."
Başkan, bu gazeteyi de mahkemeye verdi.
Ve... Yargı devreye girdi: "Bina yıkılmayacaktır."
Sonra... Bir üst mahkemenin kararı: "Belediye binayı yıkabilir."
Tam yıkım işlemi başlayacağı sırada... Ankara'daki yüksek mahkeme "Yıkılmasın" kararını verdi.
Son karar... Daha yüksek mahkemeden: "Binanın yıkılmasında kamu yararı vardır."
Bina yıkıldı... Yol genişledi... Trafik rahatladı.
Televizyon yetkilisi arkadaşlar, Nihat Zeybekci'ye olayı anlattırmalı... Tam bir komedi.

***

MUSTAFA KEMAL'İN MEMURU(!)
Belediyede çalışıyor... Ama, hani ne derler, bankamatik.
7 yıl maaş almış... Belediyeye gittiği toplam süre ise 60 gün.
Konuya, İçişleri Bakanlığı el koyuyor... Karar... "Memuriyetten ihracına."
İhraç edilen memur... Zafer kazanmış gibi ellerini havaya kaldırıyor... Sesini yükseltiyor: "Ben artık Mustafa Kemal'in memuruyum."
Olayın asıl garip, ilginç, can alıcı yanı ise... Atatürkçü (!) bankamatik memurunu alkışlayan o kadar çok Atatürkçü(!) var ki.

***

DOĞRU SÖZE NE DENİR