17 Ağustos'tan 6 Şubat'a

Yarın... Marmara Depremi'nin yıldönümü... 17 Ağustos 1999... Saat 03.02.
Kocaeli-Gölcük merkezli... Richter ölçeğine göre büyüklüğü 7.4... Yaklaşık 16 milyon insan depremden etkilendi.
133 bin bina tamamen çöktü.
285 bin 211 ev, 42 bin işyeri hasar gördü.
600 bin kişi evsiz kaldı.
18 bin 373 can kaybı... 48 bin 901 kişi yaralandı.
Acı ama gerçek... Söylemesi çok zor... Devlet, maalesef depremin altında kaldı.


'Nerede bu devlet'
Devletin bütün kurumları... En başta da Kızılay... 17 Ağustos günü...
Ve onu takip eden birkaç gün... Tamamen etkisiz kaldı.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in, saatler sonra depremden haberi oldu.
Gerekçe... "Başbakan, uyandırılmaya kıyılamamıştı."
Ankara... Ancak saat 10.00'da deprem bölgesiyle iletişim kurabildi.
Depremin yıkıcı etkisinin yüksek olduğu Yalova, Sakarya ve İzmit'in ilçelerine... Devlet, 3 gün sonra ulaşabildi.


Hepsi gerçek
Yeni nesil... Z kuşağı bilmez... Annelerine, babalarına sorsunlar... Çok şey anlatacaklardır.
İletişim altyapısı çöktü... Kimse, kimseyi arayamadı.
Sivil inisiyatifler... STK'lar... Arama kurtarma ve yardım aşamalarında... Kızılay'ın ve diğer kurumların çok önündeydi.
Ben oradaydım... Sakarya'da... Millet, çorba kuyruğundaydı... Çorbayı dağıtan ise... Ünlü bir mafya liderinin adamlarıydı.


Kanayan yara
Marmara Depremi'nde... Binlerce insan, hiçbir resmi işlem yapılmadan, toplu mezarlara gömüldü.
Bugün çok kişi... Evladının ya da annesinin, babasının, eşinin...
Mezar yerini bilmiyor.


Hep aynı senaryo
Haftalarca, aylarca konuşuldu, yazıldı... Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu bile kuruldu.
Depremin bu kadar yıkıma ve can kaybına yol açmasının nedenleri üzerinde duruldu.
En başta gelen neden: Kaçak yapılar... İnşaat standartlarına uygun olmayan binalar... Gevşek zemin üzerine kurulan siteler... İnşaatı ucuza mal etmek için çimentodan, demirden çalan müteahhitler...
Aradan yıllar geçti... 17 Ağustos 1999'dan 6 Şubat 2023'e... Asrın depremi.
Yıkılanlar içinde kaçak yapı var mı Çok.
Gevşek zemin üzerinde bina... Say sayabildiğin kadar.
Çimentodan, demirden çalanlar... Olmaz mı Mahkemedeler... Yargılanıyorlar.


Günün sorusu
17 Ağustos 1999 depreminden ders alınabildi mi Eh işte.
Zorunlu Deprem Sigortası gibi bazı düzenlemeler yapıldı.
Nutuklar çekildi... Mevlitler... Dualar... Paneller... Konferanslar...
Hepsi o kadar.


Depremin altında kalanlar
Unutmadan... 3 Kasım 2002 seçimlerinde... Hükümet ortağı olan 3 parti sandıktan çıkamadıysa... Meclis dışında kaldıysa...
Bunda... Ekonomik kriz kadar, depremin altında kalan siyaset anlayışının da etkisi var.


Yandı, bitti, kül oldu
Tekerlemeyi bilirsiniz...
Su ne oldu İnek içti...
İnek ne oldu Dağa kaçtı.
Dağ ne oldu Yandı, bitti, kül oldu.
17 Ağustos depreminden sonra da... Pek çok şey... Kapatıldı...
Unutuldu... Zaman aşımına uğradı... Yandı, bitti, kül oldu.
Çöken binalarla ilgili olarak... 2 bin 100 dava açıldı.
Bu davalardan 1800'ü... Yasal boşluklar nedeniyle cezasız kaldı.
300 davadan 110'unda ceza verildi... Onların da çoğu ertelendi.
Bunların dışında kalan davalar oldu... Fakat... 16 Şubat 2007... Depremin üzerinden 7.5 yıl geçti... Zaman aşımı... Ve davalar düştü.
Tıpkı tekerleme gibi.


İlahlar kurban ister
Kamuoyunu tatmin etmek şart... Kamuoyu öfkeliydi... Aşırı tepkiliydi.
17 Ağustos 1999 depreminden sonra... Toplumun önüne bir günah keçisi çıkarmak gerekliydi.
Ve... Arandı... Bulundu:
Müteahhit Veli Küçük.
Hapse atıldı... Yıllarca yattı. Ya ötekiler Deniz kumuyla yapılan binalara oturma ruhsatı verenler... Yumuşak zemine çok katlı siteleri dikenler... Çimentodan, demirden çalanlar... Diğerleri... Hepsi unutuldu. "Pislikler" halının altına süpürüldü.