p class"p1""Osmanlı insanı" dediğimiz zaman hem bir şefkat manzumesini hatırlamalıyız, hem de bir cesaret âbidesini... Onların hepsini olmasa bile, birçoğunu "yürek adam" olarak tanımlamak mümkündür! p class"p1""Yürek adam" formasyonundan son derece mahrum bulunduğumuz, ama son derece büyük bir iştiyakla da istediğimiz bu hasrete acaba nasıl ulaşa
p class"p1"Eskiden "mahalle" içinde az katlı, yüksek tavanlı, kendimize mahsus evlerde yaşardık. Şimdi çok katlı, basık tavanlı, birbirlerine tıpatıp benzeyen apartmanlardan oluşmuş sitelerle "otel konforunda akıllı rezidans"larda yaşıyoruz p class"p1""Ev" deyip geçmeyin, yaşanan mekânın karakteristik özelliklerinin insanüstünde belirleyici ve kal
p class"p1"1800'lerde Osmanlı Devleti'ni gezen ve İstanbul'da uzun süre kalan Fransız gezgin Brayer, "İstanbul'da Dokuz Yıl" ismiyle Türkçeye de çevrilen kitabında, şöyle diyor: p class"p1""Türkler Peygamber Hazret-i Muhammed'e hayrandır Hayatlarını ona göre düzenlemeye çalışırlar, sadece onu örnek alır ve sadece onu taklit ederler." p class"p1"Ga
p class"p1"Osmanlı'yı diri tutan temel müessese ailedir: Onu mahalle, mescit, esnaf teşkilâtları (lonca) ve sohbethâneler tamamlar. p class"p1"İsviçreli Prof. Gaston Jezz yazıyor: "Ben Batılı bir âile hukuku profesörü olarak diyorum ki; Türk milletinin elinden âile nizâmını alınız, geriye çok bir şey kalmaz." p class"p1"Osmanlı Devleti'ni yücelten
p class"p1"Bu sabah bahçeme baktım ki, güller seyrelmiş, ağaçlarda yapraklar sararmış. Ortamda eski neşe, eski tat yok. p class"p1"Dilime Melâhat Pars'ın meşhur hicaz (aksak) şarkısı düştü: p class"p1""Ben gamlı hâzân, sense bahar, dinle de vazgeç, p class"p1"Sen kendine, kendin gibi bir taze bahar seç p class"p1"Olmaz meleğim böyle bir aşk, bende
p class"p1"Kültür, edebiyat, şiir, sanat, dil ve tarih; kısacası "ortak kültür", "kalabalık"ları "Millet" yapan ve milleti bütünleştiren unsurlardır. p class"p1"Bu damarlar kurursa dil fakirleşir, şiir kısırlaşır, sanat yozlaşır, edebiyat verimsizleşir, kültür çoraklaşır; o zaman da eğitim anlamsızlaşır ve tabii insan şaşkınlaşır p class"p1"Çünkü
p class"p1"Ertuğrul Gazi, oğlu Osman Gazi'yi sık sık Bilecik'teki Şeyh Edebali Tekkesi'ne götürürdü. Küçük Osman, tekke sohbetlerinde Şeyh Edebali'yi can kulağıyla dinlerdi. p class"p1"Osman Gazi, "insan"nın kıymetini, "vicdan"ın mahiyetini, "ahlâk"ın asaletini, "adâlet"in hikmetini ve "devlet-i ebed müddet" kavramınınanlamını o tekke sohbetlerind
p class"p1"Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız büyük bir çaba göstererek Batılı liderlere dert anlatmaya çalışıyorlar, ama her defasında hayal kırıklığına uğruyorlar: Yalan, iftira, isnat, provokasyon havada uçuşuyor p class"p1"Bu hale şaşıranlar olabilir, ancak tarihten nasibini almış olanlar için hiç sürpriz değil. "Gâvur"un bizi neden anlama
p class"p1"Biz eskiden hem birbirimize, hem de farklı inançlara ve milliyetlere mensup insanlara "nazar-ı müsamaha" (hoşgörü) ile yaklaşırdık. Kimse kimsenin inancına, ibadetine, kıyafetine "yan göz" bakmaz, "kem söz" etmezdi. p class"p1""Irkçılık" gibi, "Ötekine tahammülsüzlük" de "Batı hastalığı"ydı ve içimize "Batılılaşma süreci"nde girmişti. İ
p class"p1"Bildiğiniz üzere, Osmanlı Devleti çok uluslu ve çok kültürlü, emperyalist olmayan bir imparatorluktu. Farklı dinleri, dilleri, ırkları barış içinde bünyesinde yaşatırdı. Azınlıkları ne kendisi ezerdi, ne de birbirlerine ezdirirdi. Şefkatle yaklaşır, adâletle hükmederdi. O kadar ki, Osmanlı asırlarının ilk zamanlarında, farklı dinlere me
© 2016