Akıllı köprü arayıncaya kadar deli suyu geçermiş. Ole Gunnar Solskjaer derbide işte bunu yaptı. Kendisini çözüme en kısa sürede götürecek şeyi buldu. Başkalarının delilik gibi gördüğü şeyler aslında en büyük dahilikti. Okan Buruk ise hâlâ köprü aramaya devam ediyor. Böyle giderse, o bulduğu köprü de karşıya geçemeden çöktü çökecek.
Galatasaray'da şu anda bir yönetim krizi var. Sahte gülücüklerle, birlik pozlarıyla geçiştirilme ye çalışılıyor. Herkes şampiyonluk pastasından en büyük dilimi kapma peşinde. Futbolu yönetenler arasındaki yarış, yapılan saçma sapan transferlerle ağır bir ekonomik yük getirdi. Bir takım devre arasında 30 milyon Euro para harcayıp geriye gider mi
TFF ile yaşanan gerilimde ele gelen fırsat da tepildi. Yabancı hakem en çok deplasman takımına yarar. Galatasaray iki zor deplasmana gidip, rakibi Fenerbahçe evinde üç derbi oynayacakken Galatasaray yönetimi, Türk hakem verilmesine adeta göz yumdu. Bunun ilk darbesini de Beşiktaş maçında yedi. Yabancı hakem olsaydı, o yabancı maddeler sahaya atılabilir miydi örneğin. Ama dedik ya Galatasaray yönetiminin sadece adı var.
Okan Buruk hiçbir kritik maçta ortalarda yok. Evinde Fenerbahçe'yi yenemiyorsun, Kasımpaşa'ya puan kaptırıyorsun ve Beşiktaş deplasmanında yeniliyorsun. Diğer maçlarda Osimhen'in sırtındasın zaten. O zaman hocaya ne gerek var Okan Buruk kurulu düzeni bozup, bıkmadığı transfer şımarıklığıyla en kritik süreçte takımı deneme tahtasına çevirdi. Üçlüye göre adam aldı dörtlüye döndü. İki 9 numarayla sahaya çıkıp, birinin 10 numara gibi oynamasını bekliyor. Sokaktan bir Galatasaraylı çevirelim ve soralım oynanan futboldan memnun musunuz diye Bir kişi bile evet cevabı vermez. O zaman konuşacak bir şey de yok. Okan Buruk üst üste 3 şampiyonluk alıp yollanan ilk teknik direktör olmak için uğraşıyor delice.

100