TFF eski Başkanı Mehmet Büyükekşi, Kuntz'la yollar ayrıldıktan sonra sürpriz bir kararla Vincenzo Montella'yı A Milli Takım'ın başına getirmiş ve 27 Eylül 2023'te 3 yıllık sözleşme imzalamıştı. Bu futbol kamuoyu için sürpriz bir imzaydı. Türk futbolu, pek de parlak bir teknik direktörlük geçmişi olmayan İtalyan hocaya emanetti. Biraz da acele edilmişti. Bunun sebebi A Milli Takım koltuğu için aportta bekle yen kurt hocaların, kulis çalışmalarına ve siyasi baskı süreçlerine çoktan başlamış olmasıydı. O günkü TFF, Fatih Terim ya da Şenol Güneş gibi isimlerin kendi isimlerini ezeceğini biliyordu. Eski düzenin önünü kesmek için 'Ya tutarsa' diye çıkılmıştı yola açıkçası. İtalyan hoca sürekli başarılı olmalıydı zira en ufak bir sallantıda, onu aşağı çekmek için bekleyenler vardı. Montella önce tarihimizde başaramadığımız bir şeyi yaparak grup lideri olarak takımımızı EURO 2024'e taşıdı. Portekiz yenilgisi sonrasında yükselen sesleri, takımı çeyrek finale çıkararak kesti. Merih Demiral krizi ve hakem hataları olmasaydı yarı final de çok uzak değildi. Şimdi de A Ligi'ndeyiz. Montella'nın takımı, Türkiye'nin takımı oldu. Sempatik, gülen, birbirine sarılan, arkadaşının arkasını kollayan, sonuna kadar savaşan, kaybettiğinde ağlayan Herkes koşturarak Riva'ya gider oldu. Ne primi konuşan var ne otobüsün arka koltuğunda kulis yapan. Kafasındaki oyun planından hiç taviz vermedi. 'Forvetsiz oynuyor' diyenlere inat farklı skorlar alarak yoluna devam etti. Genç ve karizmatik bir teknik adam olarak genç jenerasyonla iyi anlaştı. Kendi takımlarında yüzüne bakılmayan pek çok isimle harikalar yarattı. Kerem'i, Orkun'u, Hakan'ı, Arda'yı Milli Takım'da başka seviyeye çıkardı. Son olarak da Oğuz Aydın'ı direkt 11'e attı. Onun şu kısa sürede yaptıklarını anlı şanlı Türk hocalarımızdan birisi yapsaydı, 5 yıllık yeni sözleşmeyi çoktan imzalamıştı. Planı, stratejisi ve çabası olan Montella'ya saygı duymamız gerekiyor. Türk teknik direktörlerin de dönüp, aynaya bakması.

4K yayınlar, 5G teknolojiler havada uçuşurken, sporculara takılan kameralarla TV başındaki bizler sahanın içinde koştururken, Macaristan maçı bizi 1970'lere götürdü. Tek kameradan, tekrarsız, yarım dakika geriden izledik maçımızı. Yurt dışı yayınlarda reklam panolarında yasa dışı bahis reklamlarının dönmesi suç, kabul. Gol sevinçlerinde ve tekrarlarda gördük ki arkadaki reklamlarda yasa dışı olan hiçbir şey yok. Peki, biz bu eziyeti niye çektik TFF iletişimcileri ne iş yapar Bunlar maç öncesi toplantılarda konuşulması gereken konular değil mi Madem yayın geriden geliyor ve tekrarlarda suç unsuru yok. O zaman biz neden bu görüntüleri izleyemedik Kendi rejin üzerinden bunları vermek bu kadar mı zordu