Konferans Ligi'ne kalabilmek için play-off oynuyor olabilmek bile Beşiktaş açısından zor bir durum. Ama gelin görün ki maalesef futbolumuz da bu. Kendimizi dev aynasında görüyoruz, ederinden çok çok fazlasını olmayacak futbolculara saçıyoruz sonrasında sahada o piyasa değerinden eser yok.

Lausanne 24.1, Beşiktaş ise 27.8 yaş ortalamasıyla sahada. Rakip çok daha genç, atletik ama beceriksiz bir takım. Kapasitesi ölçüsünde oynamaya çalışıyor. Final pasları ve bitiriş anlamında dikkatli olabilseler zaten maçın sonucu bizim açımızdan daha büyük bir hüsranla bitebilirdi. İlk 11 değerlerine bakacak olursak Lausanne 18.3, Beşiktaş ise 98.8 milyon Euro. Beşiktaş dört kat daha pahalı bir takım. Ama dedik ya biz Türk futbolu olarak fiyat performansın çok çok altındayız. Kağıt üzerinde pahalıyız sahada ucuz futbolumuz.

Ole Gunnar Solskjaer üçlü savunma ile sahada. Emirhan sağda. İlk yarıda rakip Sene ile geldikçe geliyor ama dedik ya bir yere kadar geliyor, gerisi gelmiyor. Isı haritası ve hücum yönü hep onlardan yana. İmdada ilk yarının sonunda Rashica'nın golü geliyor. İkinci yarıya daha derli toplu bir başlangıç ama süre ilerledikçe rakibin atletizmi can sıkmaya başlıyor. Biraz da şansla İsviçre ekibi golü buluyor.

Şu bir gerçek ki Beşiktaş'ın bu savunma hattıyla işi çok zor. Jurasek'ten olmaz. Ndidi'nin doğal olarak zamana ihtiyacı olsa da ümit veriyor. Abraham büyük kazanç. En azından sahada didiniyor. Rafa Silva da her zaman sizi kurtaramaz. Açıkçası Beşiktaş'ın ortaya koyduğu oyun için beraberlik doğal sonuç. Rakip sizden daha çok koşup, mücadele ediyorsa bir yerde de bunun ödülünü alıyor.