İlk yarısı düğün dernek maç sonu buyurun cenaze namazına. 3-0'a kadar rakibe pozisyon vermeyen bir Galatasaray vardı, ikinci yarıda ise oyunu Kasımpaşa'ya bırakıp maçı 3-3'e getiren bir takım izledik. Bu kadar üzerinize gelen bir rakibe karşı pozisyon bulamamak ve isabetli şut atamadan ikinci yarıyı bitirmenin akıl ve mantıkla açıklanacak yanı olamaz.
Peki nasıl oldu da Kasımpaşa böyle bir dönüşe imza attı Bunun birinci sebebi Victor Osimhen'den başkası değildi. Nijeryalı yıldızın ikinci yarıda oyundan çıkmasının ardından kendisini rahatsız eden bir hücumcu olmayınca Kasımpaşa da haldır huldur gelmeye başladı. Bu anlarda Galatasaray gereğinden fazla panik yapınca işler tersine döndü. Derbi ve Avrupa zaferinin ardından evinde 3-0'dan rakibine puan vermek tek kelimeyle fiyasko.
Çift forvet tartışmalarını bitirecek bir 35 dakika izletti bize Osimhen-Icardi ikilisi. 0.66'lık beklentiden 3 gol çıkarılması bu ikilinin kalitesinden başka bir şey değildi. Belki de gereğinden fazla göz boyadı. Olmazsa olmazın Osimhen olduğu aşikar. Sakatlığı ciddi ise yandı gülüm keten helva.
Rotasyon tabi ki olacak ancak takımın iskeletiyle bu kadar oynamak, bir çuval inciri berbat etmek demek. Sara ve Yunus'un çıkışıyla topu ileriye taşıyacak kimse de kalmadı. Jellert'i izlemek kahır mektubu okumak gibi. Sallai ise bal yapmayan arı performansı sundu bize. Davinson olmayınca Nelsson'un defanstan oyun kurmasını beklemek fazla iyimserlikti. Hatta hayalcilik. Skoru 3-2'ye geldikten sonra 5 oyuncu değişikliği hakkı saçma sapan kullanıldığı için Davinson ve Torreira da kulübede kaldı. Kısacası Okan Buruk'un tüm hamleleri boşa çıktı. Bu kayıp hocaya yazar.