HER şeyden önce Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçından sonra Konyaspor-Beşiktaş maçına geçiş, Premier Lig'den Süper Lig'e dönüş gibiydi. İlk yarıda tam anlamıyla uyutan, zevksiz, renksiz bir maç izletti iki takım da bize. Beşiktaş'ın vücut dili iyi değil, sahaya zorla çıkmış gibi futbolcular. Onların yapamadığını ilk yarının son dakikasında Uğurcan Yazğılı yaptı ve kendi kalesine golü attı.

İKİNCİ yarıda ne değişir diye düşünürken aslında hiçbir şey değişmedi. 55'te Oğulcan Ülgün, acemice gördüğü kırmızı kartla bu kez Beşiktaş'ın imdadına yetişen ikinci Konyalı oldu. Bu kartın ardından da maç bir anlamda son buldu. Kısacası Konyasporlu oyuncular Beşiktaş'a fazla iş bırakmadı. Anadolu takımları bu sene yerlerde sürünüyor, bu da gerçek. Makas çok fazla açılmış durumda.

GEDSON'UN yokluğu kapanmaz yara. Onsuz Beşiktaş'ın yine kolu kanadı kırık, orta sahası çabuk düşüyor. Aboubakar'ın kalitesine yakışır attığı golden çok, koşarak Burak Yılmaz'a gidip sarılışı bence değerliydi. Kamerunlu golcünün isyanı takımına. O Dzeko ve Icardi ile yarışa girmek, Beşiktaş'ı şampiyon yapmak istedikçe, takım arkadaşlarının ona yardımcı olmayışını kabullenemiyor. Eski Ghezzal'i, Talisca'yı iyi bir Cenk Tosun'u istiyor o da yanında, sağında, solunda. Fazlasıyla hak ediyor da. Aboubakar olmasa Beşiktaş'ın hali ne olurmuş diye düşünmeden de edemiyor insan.