Bir türlü eğitimi düzenleyemedik

Gazetecilik hayatım boyunca ülkemizde hiçbir şeyi yapmasak, eğitimimiz mükemmel olsa, kısa zamanda her şeyin halledeceğimize inanan kişilerdenim. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde yaptığım araştırmalarda bu gerçeği her araştırmamda gözlemledim. Cumhuriyet'in kuruluşundan beri eğitimle resmen oyun oynuyoruz. Birimizin yaptığını diğerimiz bozuyor. Yapılan düzenlemeleri siyasete, parti görüşüne ve çıkar ilişkisine götürüyoruz. Nedense bir türlü sonuca ulaşamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının son konuşmasını dinlerken hayretler içinde kaldım. Yıl biterken eğitimde yaptıklarını sıralarken, kendimi başka bir ülkede hissettim. Okuduğunu anlamayan, fen derslerinden sıfır çeken, yabancı dilde yes ve no'dan ileri gidemeyen bir neslin başarısı sayılarla anlatılıyor. Okullar açılırken sıralarınızın üzerinde ders kitaplarınız hazır. Şimdi bu kitaplara yardımcı kitapları da ekledik. Eskiden bunlar yoktu. Biz yaptık. Doğru ders kitapları sıralarda, şimdi yardımcı kitaplar da geliyor. Ama nedense okullarda okutulmuyor. Kendini başarılı gören eğitimciler konuları başka kitaplardan takip ediyorlar. Gezdiğim okullarda Millî Eğitim'in kitapları raflarda duruyor. Peki bu kime yarıyor. Kitap yazarlarına ve yandaş matbaalara yarıyor. Öğretmen yetiştiremedik Eğitimin en önemli öğesi öğretmendir. Biz öğretmen yetiştiren kurumları siyasete kurban ettik. Yurdun her tarafına öğretmen yetiştiren kurumlar açtık. Daha sonra öğretmen olarak mezun ettiklerimizi göreve başlatamadık. Sözleşmeli, geçici, ücretli diye sınıflara soktuk. Binlercesini meslek dışında görev yapmaya zorladık. Sonuç ortada. Bazı öğretmenler bu duruma alınabilirler. Onların suçu yok. Yeterli öğretim üyesi olmadan yapılan yanlışın kurbanı onlar. Gelişmiş ülkelerde öğretmenlik en zor girilen meslekler sıralamasında. Yapılanların yanlışı