Süleymaniye-Erbil-Bağdat triasında ihtimaller

21-22 Ağustos akşamı Süleymaniye'de yaşananlar bölge açısından önemli bir kırılma noktası oldu. Tam da bu noktada bölge dengeleri bilhassa da Kürtler kendi menfaatleri doğrultusunda yeni stratejiler geliştirmek zorunda…

Yani kartlar dağıtılmaya devam ediyor ve her denge kendi elini güçlendirecek konumları almak zorunda yoksa oyun dışı kalmakla birlikte pek çok güç-varlık unsurlarını kaybedebilirler.
Ve Irak Kürtleri için bu saatten sonra Başbakan Masrour Barzani'nin liderliği çok önemli. Neden mi Ortadoğu fırtınalar eşliğinde yeniden inşa sürecini yaşarken güçlü, kararlı, stratejik, vizyon sahibi bir kaptana ihtiyacı var Kürtlerin.

Süleymaniye'de yaşanan çatışmalar yıllar önce başlayan gerginliklerin 2021'de patlak veren "KYB içi darbe" ile son bulmuştu. Geçtiğimiz gece Süleymaniye'de yaşanan çatışmalar da o darbenin ikinci sezonu niteliğindeydi. Çeşitli suikast (zehirleme-saldırı) girişimleri nedeniyle 2021 yılında Lahur ve Bafel Talabani (o dönem ikisi KYB'nin eş başkanlarıydı) kılıçlarını birbirine karşı çekmişti ve süreçten Bafel Talabani galip çıkmıştı. Fakat Lahur Talabani yenilgiyi kabul edecek ve geriye çekilecek biri değildi. Lahur Talabani geriye çekilemezdi çünkü KYB-Süleymaniye hakimiyetiyle ve kurnaz siyasi-istihbarat-kamuoyu zekası sayesinde pek çok meziyete sahipti ve böyle bir Ortadoğu cevherini bölgede hüküm süren ülkeler kaybetmek istemezdi.
Çoğu kesim o dönem "Lahur bitti" dese de konuya hakim kişiler Lahur'un kolay kolay bitmeyeceğini biliyordu. Ki öyle de oldu.

Geçtiğimiz gece Süleymaniye'de yaşanan KYB-KYB çatışması 21-22 Ağustos tarihinden sonra Süleymaniye açısından önemli kopmaları beraberinde getirecektir zira KYB'nin gidişatından KYB'liler çok rahatsızdı zaten ve bu rahatsızlığı alenen dile getirmeye başlamışlardı.

Bundan sonra ne mi olur Irak Kürdistanı'nda Kürtler önemli bir dönüm noktasında bu nedenle çok dikkatli olmak zorundalar. Süleymaniye kendi içinde uzun zamandır kaynıyor ve bu kaynama Erbil'e doğru da bulaşmaya başlamıştı. Birkaç ay önce yaşanan "aşiretler kavgasının" bilinçaltında da çok büyük ihtimalle Süleymaniye etkisi vardı.
Evet Süleymaniye uzun zamandır Kürtleri oldukça tedirgin ediyordu. Erbil ise her zaman olduğu gibi sağduyulu, birleştirici, affedici tavrıyla Süleymaniye'yi yalnız bırakmıyordu. Geçtiğimiz gece yaşanan olaylarda da Başbakan Masrour Barzani Süleymaniye'ye yönelik yine sağduyu çağrısını yineledi ve ateşe su döktü.
Kürtlerin yan yana durarak güçlü kalması gereken bu yüzyılda Süleymaniye'nin aklını başına toplayıp Erbil'e fazlasıyla ihtiyacı olduğunu kavraması gerekiyor bu net.
Ortadoğu savaşlar, çatışmalar, gerginlikler eşliğinde "yıkılıp yeniden inşa sürecini" yaşarken Kürtler önce ne istediğine karar vermeli ve verdikleri kararlar doğrultusunda tarzını ve tavrını ortaya koymalı.
Kürtler iç çatışmalar eşliğinde dağılıp yok mu olmak istiyor, yoksa yan yana gelerek güçlü bir konum almak mı istiyor

Ve Bağdat'ın İran kaynaklı yaşadığı sorunlar giderek derinleşirken Kürtler ne yapacak
Bağdat'ta her geçen gün giderek gerginleşen Haşdi Şabi mevzusu Bağdat-Washington arasındaki köprüleri yıkmak üzere.