Irak'tayım… Başta "Terörsüz Türkiye" ve sonucu olan PKK'nın geçen hafta başladığı silah bırakma süreci olmak üzere birkaç başlıkta bölgenin nabzını alıyorum.
Irak'tan aktaracağım ilk yazımda birkaç başlığı özetlemek istiyorum.
Öncelikle belirtmek istediğim konu elbette ki Terörsüz Türkiye başlığı ve bu başlığın bir sonucu olan "PKK'nın silah bırakmaya başlaması.
Terörsüz Türkiye ile PKK'nın silah bırakmaya başlaması Irak'ta büyük bir şok ve mutluluk etkisi yaratmış. Iraklılar halâ PKK'nın silah bırakmasının şokunu yaşıyor çünkü Irak'ın her noktasına nüfuz eden PKK'nın Türkiye'nin kararlılığı karşısında silah bırakması tüm bölge için bir mucize niteliğinde. "Bunu Türkiye'den başka ülke yapamazdı" diyor Iraklılar. Bu mutluluğun kalıcı olmasını isteyen Iraklılar, Türkiye'den sonra kendi ülkelerine de terörsüzlüğün nüfuz etmesi gerektiğini her cümlede dile getiriyorlar. "Terörsüz Türkiye'den sonra inşallah Terörsüz Bölge de olsun çünkü bizler de çok yorulduk" diyen Iraklıların cevabını merak ettiği iki sorusu var:
1) Silah bırakanlar ve PKK'dan dolayı Türkiye'de cezası olduğu için yurt dışına kaçanlara ne olacak
2) Türkler ve Kürtler nasıl karşılıyor Terörsüz Türkiye'yi
Meraklarını gidermek adına her iki soruya da hiç üşenmeden kapsamlı cevaplar verdim saha notlarım doğrultusunda zira "mutluluk paylaştıkça artar".

BAĞDAT VE ERBİL'İN MAAŞ SORUNU

Bağdat Yönetimi'nin üç aydır (bu ay sonu itibariyle dört ay olacak) Irak Kürdistan'ına yönelik uyguladığı maaş ambargosu KDP ve KYB'yi ortak karar alma noktasına getirdi. Bafel Talabani dün Kürtleri temsilen Bağdat'a geldi ve Başbakan Soudani ile görüştü. Şimdilik geçici bir çözüm önerisine sıcak bakan Bağdat küçük bir ödeneği göndermeyi kabul etse de bu çözüm değil elbette.

Konuyla ilgili olarak ziyaret ettiğim Irak Parlamentosu Başkan Yardımcısı ve KDP Temsilcisi Dr.Shakhawan Abdullah uygulanan ambargonun insan haklarının ihlali suçu niteliğinde olduğunu ve asla kabul edilemeyeceğini belirtti.
"İnsanların hakkı olan maaşlarını vermemek hiçbir kanunla ve vicdanla açıklanamaz. Çalışanlar aylardır maaşını alamıyor ve evinin, çocuklarının, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Bağdat bu ambargodan vazgeçmezse Kürt Partileri Irak Parlamentosundan çekilecektir ve Kasım ayında gerçekleşecek genel seçime de katılmayacaktır" diyen Meclis Başkan Yardımcısı Dr.Shaklawan Kürtlerin bölgenin vazgeçilmez bir denge unsuru olduğunu ve yine bölgenin dünyaya açılan gurur yüzü olduğunu da örnekler eşliğinde anlattı.

HAŞDİ ŞABİ NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR

İran'ın Irak'taki vekâlet güçlerinden biri olan Haşdi Şabi dün itibarıyla Irak Parlamentosuna sunduğu yasa tasarısıyla adeta deprem etkisi yarattı. Şii partilerin sunduğu yasa tasarısını ben de inceledim ve sizler için hemen yorumluyorum. Sözü edilen yasa tasarısı; bağımsız bütçesi olan, kendi içinde karar alma ve uygulama yetkisine sahip, bütçesini dilediği gibi kullanabilen, personelini kendi seçen-yetiştiren, kendisine ait yatırımlar yapabilen "Özerk Irak Ordusu Statüsünü" veriyor Haşdi Şabi'ye. Yani Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı bile Haşdi Şabi'nin işine karışamayacak bu yasa tasarısı mecliste kabul edilirse. Peki ya Baş Komutanı Irak Başbakanı olan mevcut Irak Ordusu ne olacak
Haşdi Şabi Yasa Tasarısı'na en şiddetli tepkiyi Muhammed Halbusi verdi ve diğer Sünni partilerle birlikte meclisi terk edeceklerini, bu yasa meclisten geri çekilmezse de gelmeyeceklerini açıkladı. Ardından ABD Büyükelçiliği de bu yasa tasarısının çok büyük bir hata olduğunu söyledi. Ve Kürt partiler de oturuma katılmadı. Haşdi Şabi elbette ki homojen bir yapı değil. İçerisinde Irak'ın güvenliğini sağlayan farklı gruplar da var fakat Şii partilerin bu yasa tasarısını meclise sunmasını Irak için çok tehlikeli görüyorum. Bu yasa tasarısı meclisten geçerse "gücün yanında olmak için" tüm Haşdi Şabi güçleri homojen bir yapıya kavuşacaktır ve bölge için baskılayıcı bir güç olacaktır. İran'ın Irak'tan kolay kolay vazgeçmeyeceğini ve ABD ile Irak'ta hesaplaşmak isteyebileceğini düşünüyorum. Son günlerde yoğunlaşan dron saldırılarını da bu isteğe bağlıyorum.