Cumhurbaşkanı ATATÜRK deprem bölgesinde 10 gün kaldı, bölgede 2 ayda neler yaşandı
1924 yılının Mayıs ayıydı. Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından sadece yedi ay geçmişti. Ülke yoksul ve sefaletle mücadele ediyordu. Atatürk ve dava arkadaşları henüz emekleyen Türkiye Cumhuriyeti'ni el üstünde tutuyor, savaşlardan yılmış yurttaşları bağrına basarak çağdaş medeniyetler seviyesine yükseltmeye çabalıyordu. Ama toprak ana Türkiye'nin doğusunda öfkeliydi. Erzurum'da, 13 Mayıs 1924 günü gerçekleşen deprem can kaybına yol açmadı...
Çok değil dört ay sonra toprak ana bir kez daha öfkelendi. Takvim yaprakları 6 Eylül 1924 gününü gösterirken meydana gelen deprem 3 kız çocuğunun hayatını aldı, 8 kişiyi yaraladı...
Herkes şaşkındı toprak ana aynı bölgede; bu kez bir hafta sonra ölüm saçtı.
13 Eylül 1924 geçekleşen 6.8 ve 6.9 şiddetindeki iki deprem bir dakika sürdü ve Erzurum merkez, Pasinler, Narman, Hınıs, Tortum, Sarıkamış, Ardahan ve çevresini yıkıp geçti.
214 kişi hayatını kaybetti, 1119 hayvan telef oldu, 2514 hane kısmen, 3787 hane de tamamen yıkıldı.
16 Eylül 1924
Üçüncü depremin olduğu sırada Atatürk, 'Sonbahar ziyaretleri' kapsamında eşi Latie Hanım ve bazı milletvekilleriyle Trabzon'da bulunuyordu. Hemen Erzurum Valiliği'ne ve Belediye Başkanlığı'na bir telgraf çekerek depremle ilgili bilgi istedi.
Erzurum Valisi, Zühtü Bey idi. 12 maddelik ayrıntılı bir rapor gönderdi, ölü ve yaralıların olduğu belirtti. Atatürk, gezi planını değiştirdi, "Erzurum'a geçiyoruz" diye emir verdi.
Ülke savaşlardan yeni yakasını kurtarmıştı. Yollar bozuktu. Hava sonbahardı. Atatürk yola çıkmadan önce hemen Erzurum Valiliği'ne telgraf çekti:
"Depremin meydana getirdiği ölümlere ve yıkımlara dair vermekte olduğunuz bilgileri son derece üzülerek okuyorum. Bütün Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında sürdürmek üzere başladığım geziyi, bu elim vaziyet karşısında yarıda bırakmak kararını verdim. Trabzon-Erzurum yolunun durumu ve Trabzon'da yararlanılabilecek otomobil bulunmaması dolayısıyla bu yolla hemen hareket olanaksız görülmüştür. Gereken araçları hazırlattırarak diğer bir yönden hareket edeceğim. Saygıdeğer hemşehrilerime maruz kaldıkları musibet dolayısıyla içimin kan ağladığını ve acılarını azaltmak için en etkili biçimde çalışılacağının kendilerine duyurulmasını rica ederim. M. Kemal "
Osmanlı'dan yeni doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yoksulluktan başka bir şey kalmamıştı. Trabzon'da kullanılabilecek tek bir otomobil bile yoktu.
Atatürk ve yanındakiler, 24 Eylül 1924'te Ankara'dan Samsun'a getirilen otomobillerle Samsun'dan Erzurum'a hareket edebildi.
Amasya, Tokat, Sivas, Refahiye'den sonra 28 Eylül 1924'te Erzincan'a varıldı. 30 Eylül 1924 akşamı saat 18.00 civarında ise Erzurum'a varılabildi.
Erzurum halkı Atatürk'ü coşkuyla karşıladı. Belediye Başkanı Nazif ey, öncelikle Atatürk'ten Erzurum'un yeni caddesinin açılışını yapmasını istedi. Caddeye "Gazi Kemal Caddesi" adını vermişti. Atatürk reddetti, "Ben faniyim, ama Cumhuriyetimiz ebediyen yaşayacaktır. Caddeye Cumhuriyet adının verilmesi daha uygun olur" diyerek caddeye kendi adının değil "Cumhuriyet" adının verilmesini emretti.
Atatürk ve beraberindekiler incelemelerde bulundu, yurttaşların sıkıntılarını dinledi, havanın kararmasıyla birlikte belediyede onuruna düzenlenen kalabalık bir yemekte bir konuşma yaptı. İlk söylediği ülkenin doğusu ile batısı ve merkezi arasındaki bağlantının sağlanması için demiryolunun Erzurum'a kadar uzatılacağı oldu...
2 Ekim 1924'te, yanındakilerle beraber Hasankale ilçesi ve köylerini, ardından sırasıyla depremin yerle bir ettiği, Köprüköy, Yağan, Emrekum, Mendivan, Komasur ve Dölek gibi köylere de giderek incelemelerde bulunup halkıyla kucaklaştı.
3 Ekim 1924
Depremzedeler yararına düzenlenen at yarışları ve cirit oyunlarını izledi bir gün sonra yine depremden etkilenen Sarıkamış'a geçti.
5 Ekim günü Sarıkamış ve çevresinde yaptığı incelemelerden sonra evsiz kalan yurttaşlara acilen kereste yardımı yapılmasını emretti.
Havanın soğuk olmasına aldırış etmedi. 6 Ekim 1924'te trenle Sarıkamış'tan Kars'a geçti. Burada Türk Ocağı'nda bir süre dinlendikten sonra hükümet konağına geçerek Kağızman ve Ardahan'dan gelen heyetleri kabul etti. Çeşitli görüşmeler ve temaslardan sonra akşam tekrar Sarıkamış'a döndü. 8 Ekim 1924 günü ise ancak Erzurum'a dönebildi.
9 Ekim 1924'te Erzurum'da Muş ve Bitlis'ten gelen heyetlerle görüştü. Öğleden sonra belediyeyi, komutanlığı, hastaneyi ve okulları ziyaret etti.
10 Ekim 1924 sabahı Erzurum'dan Erzincan'a hareket etti. On gün deprem bölgesinde kalan Cumhurbaşkanı Atatürk, her gittiği yerde halkın arasına girdi, halkı dinledi, halkın acılarını paylaştı. Yıllardır kaderlerine terk edilen yurttaşlar karşılarında önderlerini görünce depremin acısını unutuverdi...
Atatürk ve Cumhuriyet gerçek anlamda 'Kimsesizlerin kimsesi' olmanın temellerini atmayı başarmıştı.
DEPREMİ SONRASI YAPILAN YARDIMLAR
Atatürk'ün talimatıyla hemen bir komisyon kuruldu.
CHP hükümeti ilk olarak 17 Eylül 1924 tarihli ve 879 numaralı bir kararname ile depremzedelere 40 bin lira yardım yaptı. Kısa sürede yardımı 110 bin liraya çıkardı.
3 Ekim 1924 günü yardım miktarı 160 bin liraya yükseltildi.
Kızılay, 1000 battaniye, çamaşır, çorap, avcı yeleği, çadır, Trabzon'daki 10 bin liralık eşyayı Erzurum'a gönderdi.
Eylül sonuna kadar kadar deprem bölgesine ellişer kişilik 50 çadır, 100 İngiliz çadırı, 1000 battaniye, 1000 iç çamaşırı, gömlek, 500 fanila, 200 kat elbise ile önemli miktarda ilaç ve tıbbi yardım malzemesi bölgeye ulaştırıldı.