Atatürk, Allah, Hz. Muhammed ve İslam dini ilgili neler söyledi - 1

Atatürk tüm dinlere ve peygamberlere saygılıydı. Allah'a inanan bir önderdi. İşte Atatürk'ün çeşitli zamanlarda Allah, din ve Hazreti Muhammed ile ilgili söyledikleri sözlerden bir kaçı:

"Ey Arkadaşlar! Tanrı birdir büyüktür. Tanrısal inançların belirtilerine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devirde ele alınabilir.
İlk devir insanlığın çocukluk ve gençlik devridir.
İkinci devir insanlığın erginlik ve olgunluk devridir.
İnsanlık, birinci devrede tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi yakından ve maddi vasıtalarla kendisiyle ilgilenilmesini gerektirir.
Allah, kulları gereken olgunluk noktasına erişinceye kadar içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla ilgilenmeyi Tanrı olmanın gereği saymıştır. Onlara Hz. Adem Aleyhisselam'dan itibaren bilinen veya bilinmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiştir. Fakat Peygamberimiz aracılığı ile en son dini hakikatleri ve uygarlığı verdikten sonra, artık insanlıkla bir takım aracılar koyarak ilişki kurmayı gerekli görmemiştir. İnsanlığın kavrama düzeyi, aydınlanması ve olgunlaşması; her kulun doğrudan doğruya tanrısal ilhamlarla ilişki kurma yeteneğine ulaştığını kabul buyurmuştur. Ve bu sebepledir ki, Cenab-ı Peygamber, son peygamber olmuştur. Ve kitabı, en eksiksiz kitaptır." 1-(Hilafetin kaldırılması esnasında TBMM'de yaptığı konuşma, 1 Kasım 1922) Kaynak: Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1989, C. I; 288. Atatürk, 1991;931. Prof. Utkan Kocatürk, 1999;228-229.)

"Millet! Tanrı birdir, şanı büyüktür. Tanrı'nın selameti, karşılıksız sevgisi ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Tanrı tarafından insanlara gerçekleri bildirmekle görevlendirilmiş ve elçi olmuştur. İnsan yaşayışını düzenleyen temel kurallar

hepinizce bilindiği üzere yüce Kur'an'daki yazılı buyruklardır." 2- (Balıkesir Zağnos Paşa Camii minberinden, 7 Şubat 1923) (Zülfikar, 1999; 20-21. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, (1989), C.II; 98.)

"Arkadaşlar, Allah kavramı insan beyninin çok güç kavrayabileceği metafizik (fizik ötesini de kuşatan) bir meseledir." 3- (Niyazi A. Banoğlu, Atatürk'ten Anılar)

"Şurası unutulmamalıdır ki, bu idare biçimi bir Bolşevik sistemi değildir. Çünkü biz ne Bolşeviğiz ne de komünist; ne biri ne öbürü olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize (İslam dinine) saygılıyız. 4- (Petit Parisien muhabirine Bursa'da verdiği demeçten, 2 Kasım 1922) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 1989; 72)

"Düşmanlarımız bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla suçluyorlar ve duraklamamızı ve gerilememizi buna bağlıyorlar. Bu hatadır. Bizim dinimiz hiçbir zaman kadınlarımızın erkeklerden geri kalmasını istememiştir. Allah'ın emrettiği şey, kadın ve erkek Müslümanların beraber olarak bilim ve irfan kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu bilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kayıtlarlarla kayıtlı zannettiğimiz şeyler yoktur." 5- (İzmir 'de halk ile konuşmasından, 1 Ocak 1923) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II, 1989; 90).

"Milletimiz dil ve din gibi iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından söküp alamamıştır ve alamaz..." 6- (Bursa'da Şark Sinemasında halkla konuşmasından, 22 Ocak 1923) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. II, 1989; 70-71)

"Bizim dinimiz, en makul ve tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin tabii olabilmesi için akla, fene, ilme ve mantığa uyması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. Müslümanların toplumsal hayatında hiç kimsenin özel bir sınıf halinde mevcudiyetini muhafazaya hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini emirlere uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin

hükümlerini eşit olarak öğrenmeye mecburuz. Her fen dinini, din duygusunu, imanını öğrenmek için bir yere muhtaçtır. Orası da mekteptir."