Trakya'nın en büyük şehri
Çorlu bir sanayi başkenti.
Muratlı, Lüleburgaz, Ergene, Çerkezköy, Saray, Kapaklı ve Marmaraereğlisi ile çevrili bir sanayileşme öbeğinin merkezinde yer alıyor. Trakya ekonomisinin katma değer olarak en yüksek işletmeleri bu öbekte toplanmış durumda. Bu kadar büyük ekonomi, işgücü, hareket, ticaret, hızlı yapılaşma ve hareketliliğin bedellerinden en büyüğü ise kirlilik!
- Katısı, sıvısı, gazı her türlü atığın, her türlü kaynaktan kontrolsüzce bırakıldığı topraklar, su kaynakları ve hava yoluyla yayılan zehir her yerini kuşatmış durumda. Sanayisi ile, şehirleri ile, yoğunluğu ile bu büyük cüssenin varlığı Trakya'nın tam ortasına siyah bir imza atmış. Ergene Nehri... Kaynağında pırıl pırıl akan sularını ana kollara ilerledikçe kirleterek, grileştirerek sonunda simsiyah bir sıvıya dönüştürerek akan bir nehir.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıNEHİR DEĞİL ZEHİR!
Aslında 4'üncü sınıf sıvı olarak tarif edilen, ciddi tehlikeler barındıran bir atık kanalı. Bu atık kanalı var olduğundan beri içinden geçtiği topraklara hayat vermiş ama artık öyle değil. Nehir suyu zehre dönüşünce su ihtiyacını yeraltı sularıyla karşılamaya çalışılıyor ama orada da sona geldik.
Doğa bize 'Dur' dediğinin işaretlerini vermeye çoktan başladı ama bizler bu yolda duracak gibi gözükmüyoruz! Hızla büyüyoruz... Trakya bu en büyük olma macerasını yaşarken atıklar meselesini -ne yazık ki- göz ardı etmiş. Ergene nehir yatağını işgal eden bu siyah sıvı artık dünya çapında bir sorun.
- 13 yıl önce 'Şafak Harekâtı' ile başlatılan ve çözüm projesi olarak sunulan 'Derin Deniz Deşarjı' projesine rağmen hâlâ kapkara!
- Anayasa'nın 56'ncı maddesinde "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir" demesine rağmen "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir" demesine rağmen Trakya'nın üzerine atılmış bu siyah imza yerinde duruyor!
- Herkesi bölgemizin üzerine yapışmış bu kara lekeden bir an önce kurtulmamız için kamuoyu oluşturmaya, sesimizin duyurulmasına destek olmaya davet ediyoruz.
- Artık Ergene hayata dönsün diyoruz.Murat SEVGİ
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıGÜNÜNSÖZÜ
"Milliyetçilik aşırı sağ olamaz, aşırı uçların politikalarına alet olamaz. Her zaman için diğer siyasal akımlar gibi, milliyetçilik bir ulusun ve bir ulus devletinin korunabilmesi açısından yaşamsal öne sahip bulunmaktadır." Prof. Anıl ÇEÇEN
MERİH DEMİRALIRKÇILIK YAPMIYOR
Merih Demiral, bir milli maç bitiminde Bozkurt işareti yapmış. Maç içinde de yapabilirdi, o da ayrı bir konu. Burada bir siyasi parti övgüsü yapılmıyor, bir siyasi parti öne çıkarılmıyor. Milli bir coşku yaşanırken, bu coşku TürklüğüTürk dünyasını ifade eden el işareti ile de gösterilmek isteniyor. Sadece Türkleri, Türkiye'yi ifade eden özgün bir el işareti yok. Tek işaret, Türk dünyasını ifade eden işaret; Bozkurt işareti. O da Bozkurt işaretini kullanıyor. Bozkurtlar, Türk tarih ve kültürünün 'saygın' önemli bir bölüm ve geçmişini oluşturuyor. Merih Demiral, bu işaret ile ırkçılık yapmıyor. 'Ne mutlu Türküm diyene'sözü ile de ayrıca ortada. Bu şekilde siyasi veya ırkçı bir söylemi değil yine milli coşkusunu en üst düzeye çıkarıyor. Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıORMAN YANGINIYLA MÜCADELE 'VATAN SAVUNMASI' GİBİDİR (1)
Ormanyangınlarıyla ilgili ağzı olan herkes konuşuyor. En doğruyu yangın olmadığı zamanlarda da konuşabilen uzmanlar söylüyor. Orman yangınlarıyla mücadelede aya, mevsime ya da ağaç türüne bakılmaksızın meteorolojik veriler anlık takip edilmelidir. Ekstrem iklim koşullarında (yüksek sıcaklık, düşük bağıl nem, şiddetli rüzgâr) ormancılığın tüm işleri askıya alınarak koruyucu önlemler için alarma geçilmelidir. Yangın uzmanı olmayan üst düzey yöneticilerin orman yangınlarını söndürme çalışmalarına doğrudan müdahale etmesi kesinlikle doğru değildir. Kaş yapayım derken, göz çıkarmaya benzer. Makam güçlerini yangın mahallinden gelen taleplerin hızla karşılanması için kullanmalıdırlar.