Su savaşları değil yüzyıllar sonra toprak savaşı başlayacak
Dünyanın yüzde 70'i su, yüzde 30'u kara. Sular değil tükenen topraktır.
Bu nedenle yatay değil dikey yapılaşmanın yaygınlaşması gerek. Yani ben dikey yapılaşmaya evet diyorum. Evet, su rezervleri kadar toprak rezervinin tükenme sürecinde olduğunu söylemek istiyorum. Burada dikkat edilmesi gereken konu; dikey yapılaşmada yapılacak gökdelenler, fizibilite ve ÇED raporları doğrultusunda yer seçimi yapılmalıdır. Dahası, kent dokusunu-doğasını bozmayacak, yani İstanbul'un binlerce senede oluşturulmuş siluetini bozmayacak ve de bereketli topraklar ile ormanlık alanlardan ziyade sert zeminlerin-kayaçların üzerinde dikey yapılaşma projeleri yaşama geçirmek gerekir.
Evet, dünyamızın 23'ü su ile kaplıdır. Yerkürede bulunan suyun yüzde 97.5'i okyanuslarda bulunan tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yüzde 2.5 oranındaki tatlı suyun büyük bir kısmı kutuplarda (Antartika, Greenland) buzul ve çok derin jeolojik tabakalarda yeraltı suyu olarak bulunur. Kullanılan teknolojilerle deniz suyunun içinde bulunan tuzdan tamamen arındırılması mümkün olmaktadır. Hatta günümüz teknolojisi ile deniz suyundan içme suyu üretilmesi dahi olasıdır.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıDoğru su savaşları başlayabilir, fakat asıl tehlikenin toprak savaşları olduğunu söylemek isterim. Devasa
teknolojilerle devasa okyanuslar arıtarak su elde edebilirsiniz, toprakları arıtarak elde etmeniz söz konusu olamaz!!! Şevket ÇORBACIOĞLU
GÜNÜN SÖZÜ
"Zevk ve acıyı, mutluluğu ve ıstırabı hissetme kabiliyetleri esas alındığında insanlar ve hayvanlar arasında fark yoktur."
Charles Darwin
EMEKLİ-EMEKÇİ ZAM BEKLİYOR
YILBAŞINDAnet 17 bin 2 TL'ye çıkarılan asgari ücret, beş ayda satın alma gücünü hayli yitirdi. Siyasi irade 2025 yılı başına dek asgari ücrette artış yapılmayacağını açıklayarak ara zamma kapıyı kapattı. Ne ki yeni ücretin ele geçeceği 2025 Şubat ayına değin mevcut para ile geçinebilmek olanaksız. Ancak mucize yaratarak ayakta kalabilirler. 17 bin TL ile çarşı pazarın fahiş fiyatları ve yüksek konut kiralarıyla baş etmeleri olası değil. Her ne denli patronlar şiddetle karşı çıksa da asgari ücrete ara zam kaçınılmaz. Empati yapıp vicdanlarını sorgulasınlar. Hem ara zam aktif-pasif dengesi bozulan SGK'nın primi gelirini artıracak.
Temmuzda aylıklarda yüzde 25-27 arasında TÜFE oranında artış olacak. 16 milyonluk dev kitle göreceli refah payı da bekliyor. Eğer düzenleme yapılmaz ve refah payı verilmezse kök aylığı 8 bin TL'nin altında olan 3 milyon 666 bin emekli, dul ve yetim temmuzda sıfır zam alacak. 2025 başına dek 10 bin TL ile geçinmeye çalışacak. 3 bin TL ikramiye ile kurban kesmeleri de mümkün değil.
Ne yapsın ak saçlı eli öpülesi büyükler.
Sıra emekli ve emekçiye geldi. Umutları tükenmedi.
TÜRKMEN DAĞI'NIN ÜSTÜ ALTINDAN DEĞERLİDİR
KAZDAĞI Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği BaşkanıSüheyla Doğan,"Kazdağları, Türkmen Dağı, İliç, Akbelen ve daha ülkemizin birçok dağı, ovası, deresi, denizi ekolojik yıkıma uğrarken bizim kutlayacak bir çevre günümüz yok"dedi. Doğan, sözlerine şöyle devam etti:"Bu yıl 5 Haziran'da basın açıklaması için Türkmen Dağı'nı seçmemizin sebebi, Türkmen Dağı civarındaki en az 16 köyü etkileyecek; başta siyanür, kostik, tuz ruhu olmak üzere 23 çeşit kimyasal kullanılacak olan Sarıalan Altın Madeni Projesi. Şirket, Danıştay'da hukuki süreç devam etmesine ve çalışma ile işletme ruhsatları iptal davaları açılmış olmasına rağmen faaliyete başlamıştır."
"En utanılası şey ne biliyor musunuz" diyekonuşanDoğanşöyle devam etti: "Kazdağı Koruma Derneği olarak dava açtığımız, ağaçları kesmesin, doğayı talan etmesin diye uğraştığımız şirketler bile sosyal medya hesaplarında Dünya Çevre Günü'nü kutluyor. Biz bunları görünce gülüyoruz. Bir tarafta ağaç kesiyor, diğer tarafta çevre günü kutluyorlar. Bu yüzden biz Çevre Günü'nü kutlamıyor, Ekolojik Yıkımla Mücadele Günü'nde ekolojik sorunları ve taleplerimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Türkmen Dağı'nın üstü, altından değerlidir. Türkmen Dağı, İliç olmayacak!"