Su, deprem ve obruk muhabbeti
İZMİR'de CHP iyi bir ekip.
Yeni başkan gül gibi yaptı her tarafı. Eskisinin ekibine bir şey söyleyince kulak arkası yapıyordu.
Yeraltı suyu çekiliyorsa İzmir'de olası bir deprem de çok ciddi sonuçlar olur.
Yeraltı suyu çekiliyor havuzlar için evet... Tankerci arkadaşlar için evet.
Seferhisar, Çeşme, Torbalı'dan çekiliyor.
Çok ciddi problem...
Dünyada bir damla suyu kaybedemezsiniz, buharlaşır ve yağmur olarak tekrar geri döner, su israf diye bir şey yoktur.
Şişe suyu diye bir şeyin olmaması lazım; musluk suyu içilebilir olması lazım.
Kaynak suyu da su, atık su da su... Öyle olmuyor işte. Saflık, sertlik derecesinin hesabı ayrı.
Akıntı sizi denizin ortasına çekse, kayıkta üç gün susuz kalsanız deniz suyu sizi perişan eder.
Devlet teşviğini arkanıza alın, güç birliği yapıp deniz suyu arıtma tesisi kurun.
Haberin DevamıKuveyt'te bu var. Devasa bir tesis. "Siz neden yapmıyorsunuz" dedim. Oralarda su sıkıntısı çok ciddi, bizde değil. Ayrıca da çok pahalı bir yatırım dediler.
Libya'da da var. Ama önemli olan tuz gölünün buharlaşması ve yağmur kar olarak geri dönmesi.
Ben ciddi altyapı projeleri olan birkaç hatırı sayılır işinsanına da söylemiştim, bundan ta yıllar önce! 3-5 pompa ile Karadeniz'in az tuzlu suyunu İç Anadolu'da tuz göllerine pompalayacaklar. Geri dönüşü yağmur ve karla olur.
O da tarıma ve ormancılığa hizmet eder.
Yeraltı sularının çekilmesi obruk oluşturabilir ama fay hattını etkilemez.
Hatta Osmanlı'da sismik dalgaların etkisini kırmak için özellikle kuyu açıyorlarmış çünkü deprem dalgalarını toprakta ilerlerken kuyu boşluğu ile karşılaştığında gücü kırılıyormuş. Bu, o zamanki inanışa ait bir şey mi yoksa bir gerçekliği var mı bilmiyorum.
Haşim OMURGAN
KAYYUM MADDESİ 'ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞINDI
ESENYURT Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden alınmasına gerekçe gösterilen Belediye Kanunu'nun ilgili hükmü, Anayasa Mahkemesi'ne taşındı: Madde Anayasa'ya aykırı olabilir.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in terör soruşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılması üzerine açılan davada, İstanbul 9. İdare Mahkemesi önemli bir adım attı. Elips Haber'den Kadir Gürhan'ın haberine göre mahkeme, kayyum atamalarına dayanak oluşturan Belediye Kanunu'nun 452. maddesinin Anayasa'ya aykırı olabileceğini belirterek, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.
Haberin DevamıÖzer'in avukatları tarafından açılan davada, İçişleri Bakanlığı'nın 31 Ekim 2024 tarihli kararıyla uygulanan görevden uzaklaştırma işlemine ve aynı gün İstanbul Valiliği tarafından belediye başkan vekili olarak vali yardımcısı Can Aksoy'un atanmasına itiraz edildi. Dava dilekçesinde, bu işlemlere dayanak oluşturan 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 452. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu savunuldu.
Mahkeme, vali yardımcısının belediye başkanı yerine atanmasının, yurttaşların seçme ve seçilme hakkını zedelediği görüşünü benimsedi. Ayrıca yerel yönetimlerin anayasal özerkliğinin de bu tür atamalarla zarar gördüğü belirtildi.
İstanbul 9. İdare Mahkemesi, söz konusu kanun hükmünün Anayasa'nın 2., 6., 11., 13., 38., 49., 67., 70., 123., 126. ve 127. maddeleriyle çeliştiğine kanaat getirdi. Özellikle görevden uzaklaştırılan belediye başkanının yerine vali yardımcısı gibi atanmış bir kamu görevlisinin belediye başkan vekili olarak görevlendirilmesinin, seçme ve seçilme hakkı ile yerel yönetimlerin özerkliğine zarar verdiği belirtildi.
Haberin Devamıİdare Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 152. maddesi ve Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 40. maddesi kapsamında, Belediye Kanunu'nun 452. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Ayrıca mahkemenin kararına kadar yargılamanın durdurulmasına hükmedildi.
5 AY İÇİNDE