Sıra emekli ve memur zammında

Emekçiyi hoşnut etmeyen, hayal kırıklığı yaratan asgari ücretin ardından sıra emekli aylığı ve memur maaşına yapılacak zamma geldi. Milyonlarca dar ve sabit gelirli 3 Ocak Cuma gününü ve olası gönenç payını dört gözle bekliyor.

Yüzde 30 oranında artışla net 22 bin 104 TL olarak saptanan yeni asgari ücretin, alev topu gibi her yeri yakan hayat pahalılığı karşısında mart ve nisan aylarında hızla aşınma süreceğine gireceği belli. Satın alma gücü eriyecek asgari ücrete temmuzda ara zam gereksinimi haziran ayında kesinlikle ortaya çıkacak. Lakin bir yıllık saptanan asgari ücrete temmuzda ek artış yansıtılması zor görünüyor.

1974 yılından bu yana Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na emekçileri temsilen katılan Türk-İş'in zam talepleri dikkate alınmadığından ötürü komisyondan çekilmesi anlamlı. Son 30 yılda asgari ücretin 22 kez hükümet ve işverenlerin oyu ile saptanması Türk-İş'in komisyondan çekilme gerekçesinin haklılığını ortaya koyuyor. 30 yılda salt 2 kez hükümet ve işçilerin oy çokluğu ile asgari ücretin belirlenmesi aslında her şeyi net şekilde gözler önüne seriyor. 6 kez hükümet, işveren ve işçilerin oy birliği ile asgari ücret saptandı. Başka söze gerek yok.

Haberin Devamı

Can yakıcı yaşam koşullarında asgari ücrete yetersiz yüzde 30 artış yansıtılması aylık ve maaşlarına göreceli zam bekleyen emekli ile memuru kaygılandırdı. 3 Ocak'ta TÜİK tarafından duyurulacak TÜFE oranını bekleyen milyonlarca gariban kitleye gönenç payı verilmezse SSK ve Bağ-Kur emeklisi yüzde 16-17 arasında memur ve memur emeklisi yüzde 12-13 arasında artışla yetinecek. 12 bin 500 TL tutarında aylıkla geçinmeye çalışan dört milyona yakın emekli sıfır zam tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. 6-7 bin TL aylığa talim eden dul ve yetimler daha kötü durumda. Hal böyle iken salt yüzde 12-17 arasında TÜFE zammı asgari ücretli gibi memur ve emeklide hayal kırıklığı yaratacak.

Bir ölçüde soluklanmaları, yeni yıla yüzü asık girmemeleri için aylıklara yüzde 17 enflasyon zammının üzerine göreceli gönenç payı yansıtılması kaçınılamaz. Yoksa yürek dağlayan yakınmaları, gözyaşları dinmez.

Şükrü KARAMAN

GÜNÜNSÖZÜ

"Zenginler fakirlere Tanrı'dan başka bir şey bırakmadılar."Nietzsche

GIDADA KOOPERATİFLEŞME SÜRECİ BAŞLAMALI

2004 yılında Van'da başlayıp 20 yıldır devam eden 'Geleneksel Gıdalar Sempozyumu' serisinin yenisi Mersin'de yapıldı.

Haberin Devamı

Sempozyumda 'Geleneksel gıdaların sürdürülebilirliğinde kooperatiflerin rolü' ve 'Geleneksel gıdaların geleceğe uyum sağlaması' konulu 2 panel gerçekleştirildi.

Düzenlendiği yılda en temel hedefi geleneksel gıda envanterinin çıkarılması olan sempozyum, bu yıl 'Gelenekten Geleceğe: Gıda Mirasımızın Korunması' temasıyla düzenlendi. Sempozyumda öne çıkan konular şöyle:

- Geleneksel gıdalar, her kültürde olduğu gibi ülkemizde de coğrafya, iklim, tarımsal üretim imkânları ve geleneksel yaşam tarzının etkisi ile şekillenmiş, yüzlerce yıldır üretimleri süregelen gıda maddeleridir.

- Bu özellikleri ile geleneksel gıdalar, kültürel mirasın önemli bir yapı taşı niteliğindedir.

Haberin Devamı

- Sempozyum boyunca, geleneksel gıdaların gastronomi ile ilişkisi üzerine yapılan tartışmalarda, bu ürünlerin kültürel, ekonomik ve sosyal değerlerinin yanı sıra mutfak sanatları ve gastronomik miras açısından taşıdığı öneme vurgu yapılmıştır.

GELENEKSEL GIDA ENVANTERİ

- Yıllardır dillendirilmesine rağmen, geleneksel gıdalarımızın envanterinin çıkarılması hala sağlanamamıştır.

- Geleneksel gıdaların bir bölgeyecoğrafyaya has olması, benzer geleneksel gıdaların komşu ülkelerde de olduğu anlamına gelmektedir.

- Geleneksel gıdaların korunmasında coğrafi işaretler önemli bir rol oynamaktadır ancak; ülkemizde etkin bir coğrafi işaretler sisteminin henüz kurulamadığı ve tescillerin ürünlere katma değer yaratamadığı görülmektedir.

Haberin Devamı