Sadece hastaneler değil, ÇEK yuvaları da 'ellendi'...Çetenin eli siyasetin içinde
Para hırsı ile bu kadar bebeğin canını alan, aileleri perişan eden, siyaseti her türlü entrika içine sokan, savcıyı makamında tehdit eden bir sisteme karşı nasıl savaşılır! Tüm sorumluları ve bunların yankesiciliğini lanetlemek gerekiyor.
Peki yargı nerede
Sağlıkta dönüşüm böyle mi olacaktı
Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin, ameliyathanelerinin ve bazı polikliniklerinin kiraya verilmek suretiyle taşeronlaştırılması, katliam aşamasına gelen ölümlerin ve SGK soygunun örneklerinden sadece biri sayılmalıdır bu olay. TMMOB ve bağlı odaların, kamusal kuruluşların peşkeş çekilmesi konusunu acı ile dinlerken, bizim Nedim Şener, yenidoğan çetesi denilen sağlık teröristlerinin PKK'lı, FETÖ'cü doktorlar ve mafyalaşmış özel hastane sahiplerinden oluştuğunu anlatıyor dünkü yazısında. Bu sahtekarlığın en önemli ayağı bunlar diyor.
Bir de devlet ve siyaset adamlarıyla fotoğrafları çektiren bu mafyatik tipler devletin ve siyasetçilerin içine nasıl sızabiliyorlar Ya da bu konuda gönüllü fotoğraf çektiren 'erkan' neden hiç özen göstermiyor
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBiz gazeteci olarak birisiyle tanıştırılırken gösterdiğimiz özenin bürokrat, iş insanı veya memurla tanışırken gösterilmesi gereken titizliğin hiç gösterilmediğini apaçık görüyor ya da anlıyoruz. Çünkü bunun arkasındaki neler döndüğünü biliyoruz. Açıkça söylüyoruz arkada; para var, para, para...
HAYIRSEVER GÖRÜNÜMÜNDE VURGUN
Güvendiğimiz genç bir arkadaşımız, bize bir olay anlattı, yıllar önce isteği üzerine o çocuk yuvasına gittim.
Başındaki saygın kişiyi üzülerek dinledik ve onun gösterdiği mücadeleyi de takdir ettim. Demek ki, çetenin eli siyasetin içindeydi. Çete çocuk yuvasının ünitelerinde şu marka mamaların, bu marka çocuk bezinin kullanılması talimatını verebiliyor. İlgili ünitenin amirine inanılmaz baskı yapıyor, onları işten atmak için dahi tehdit edebiliyor. Ne yazık ki tehditlerde 'Müsteşar, bakan yardımcısı ve bunların bürokratları, il müdürleri ve en önemlisi de milletvekilleri' isimleri geçiyordu.
Sakın kimse karşı çıkmasın, yazdığımız yazıları gündeme getirdikçe, emin olun 'çete'yi şikâyet ettiğinizde, bürokrasinin nasıl 'güçsüz' olduğunu üzülerek fark ediyorsunuz.
Bu konuda Erdoğan çiftinin nasıl bazı oyunlara karşı çıktığını kısmen biliyoruz. Bazı Çocuk Esirgeme Kurumları'na girilmesine, oradaki görevlilerin atılmasına direndiklerini bizzat duyduk. Özellikle Emine Hanım'ın, kadın bakanlar üzerinden ciddi hassasiyet gösterdiğini de yaşadık.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıBir de 'hayırsever' görünümü adı altında oynanan oyunlar ve vurgunlar var!
Bir söz vardır; 'devlet hayırsever aramaz'.
Çete ve siyaset tarafından 'doğranmak' istenen bürokrat amir ve memurlara kim sahip çıkacak, onları kulağından tutup yargı önüne kimler gönderecek!
Bu yazılara devam edeceğiz ve bazı isimleri teşhir etmeye devam edeceğiz.
ÇİN VE GÜNEY KORE'NİN İLGİSİ
Dünkü 'Türkiye'de nükleer santral meselesini biliyor muyuz' yazısının devamıdır:
Kırklareli, İğneada'da yapılması düşünülen Nükleer Güç Santrali'ne Çin ve Güney Kore ilgi duymaktadır. Çin'in bu projeye ilgisi çok yüksektir. Geçen hafta Enerji Bakanı'nın Çin ziyaretinde konunun en üst düzeyde görüşüldüğü bilgisi basına yansıdı. Ancak İğneada'da yapılacak Nükleer Santral Projesi ÇED raporu ve diğer izinler konusunda süreçler henüz tamamlanmış değildir.
strong class'read-more-detail'Haberin DevamıKarbon net sıfır hedeflerine varmak için 2053 yılında kadar Türkiye'de en az 18-19 adet nükleer güç reaktörünün devrede alınmış olması gerektiği belirtilmektedir.
Enerji bir ihtiyaçtır ve Türkiye ihtiyaçlarının en optimum şekilde arz güvenliğini, karbon net sıfır hedefini de dikkate alarak çeşitlendirme projeleri ile optimize etmek durumundadır.