İşte donun bilançosu 'Kork Aprilin Beşinden Öküzü Ayırır Eşinden'
PROF. Dr. Cengiz Çakır tarım yazılarıyla dikkat çeker.
'İlkbahar geç donları' yazısında, 'sebzecilik' dersi veren hocaları Prof. Dr. Kazım Bayraktar, 'Kork Aprilin Beşinden Öküzü Ayırır Eşinden" diyerek anlatmıştı don tehlikesini. April, nisan ayıdır. Eski takvime göre ifade edilen bu tarihe 13 gün eklenince 18 Nisan'a denk gelir Hemen hemen bütün meyve ve sebzelerin çiçek açtığı en hassas dönemde oluşan geç ilkbahar donlarının büyük zarara yol açtığı eskiden beri bilinmektedir.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı son günlerde hava sıcaklıklarındaki ani düşüşler sonrası tarihin en büyük zirai don olaylarından birinin yaşandığını belirtmiştir. Hava sıcaklıklarındaki düşüşler sonucu don, kar, dolu olaylarıyla karşı karşıya kaldıklarına işaret etmiştir.
EN BÜYÜK DON OLAYI
Ciddi bir tarımsal haberleşme ağı olan Ulusal Tarım ve Gıda Birliği'nin kurucusu ve onursal üyesi Kemal Berişler tarafından gönderilen bir iletiyi özetlemek isteriz:
Haberin Devamı"Son dönemde Türkiye'nin farklı bölgelerinde ardı ardına yaşanan don afeti tarım alanlarında ciddi hasar yarattı. Uzmanlar don felaketinin bilançosunun önümüzdeki günlerde netlik kazanacağını söylüyor. Fakat gelen haberler hiç de iç açıcı değil. Bazı bölgelerde gece hava sıcaklığının eksi 14-15'leri görmesi tarım alanlarında ciddi hasar yarattı.
Bölge itibarıyla özetlersek Malatya'da milyonlarca kayısı ağacı hasar gördü. Konya'da Karatay ve Karapınar ilçelerinde kanola ve şekerpancarı, çiçek açan meyve ağaçlarını da (kayısı, badem, kiraz, elma) don vurdu. Manisa ve Sarıhanlı başta olmak üzere Ege'de milyon dekar bağ alanı zarar gördü. Trabzon, Ordu ve Sakarya'da fındık ve çay bahçeleri, Elazığ ve Keban'da kayısı, ceviz ve badem ağaçları büyük zarar gördü. Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde üretilen Ulukale dutunu da don vurdu."
YARGIYI YARGIÇTAN KORUMAK
BAŞLIK, bundan 13 yıl önce 4 Nisan 2012'de tarafımdan yazılmış bir yazıdan alınmıştır. Yazıda, hukukun ışığının söndürülüp yargıyı karanlığa gömen dönemin anlayışı ele alınarak özel yetkili mahkemelerde yaptıkları hukuksuzluklardan ve adil yargılanma hak ve ilkelerini yok saymalarından o dönemin FETÖ yargıç ve savcılarının sorumlu olacağı dile getirilmişti. Nitekim 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminden sonra 4 bin 500 civarında yargıç ve savcı, meslekten çıkartılarak cezalandırılmıştı.
Haberin DevamıAdil yargılanma hakkı, yargılama sürecinde yaşanan olumsuzluklara karşı uluslararası bir hak olarak, Türkiye'nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. ve Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'nin 14. maddesinde tanımlanmıştır. Adil yargılanma hakkı bir kişinin suçlanmasıyla başlayıp infaz ile tamamlanan uzun bir süreci kapsamaktadır. Bu hak, 2001 yılında yapılan değişiklikle Anayasa'nın 36'ncı maddesinde kendisine yer bulmuş, 2004 yılında Anayasa'nın 90'ıncı maddesine ekleme yapılması yoluyla ek güvenceye kavuşturulmuştur.
YENİ YARGIÇ BİLGE DEĞİLDİR
Bu durumu yaratan sistem ve sisteme uygun yeni yargıç tipi 13 yıl önceki yazıda şu şekilde tanımlanmıştı: "Bu yargıç, siyasal iktidaracemaate yüzü dönük durmakta, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını önemsememekte, önyargılarıyla hareket etmekte, toplumun bir kesimini düşman olarak algılamakta, avukatı sevmemekte, adaleti dünyevi bir olgu olarak değil öteki dünyaya hazırlayıcı bir sonuç olarak görmektedir. Yeni yargıç, anayasal haklara karşı aldırışsızdır. Tartışmaktan, itirazdan ve felsefeden hoşlanmamaktadır. Sorgulamayan, yaratıcı ve evrensel düşünemeyen yeni yargıç bilge değildir. Bir hukuk teknisyenidir. Entelektüel birikimi yetersizdir. Yorum yapmaya, gerekçe yazmaya üşenen yeni yargıç, düşünce kekemesidir. Çelişki içindeki yeni yargıç, hüküm veren değil hükmeden bir anlayıştadır. Yargı, bu yargıçtan kurtarılmalıdır