'Halk yönetilirken içgüdülerin kullanımı gerekir' Sigara neden bırakılamıyor

HAFTA sonu sigarayı bırakma günüydü. Sigara içmenin ne kadar zararlı olduğu ancak 1950'li, 1960'lı yıllarda başlayan araştırmalar ve birikmekte olan hastane ve ölüm istatistiklerinin sonuçları bakılarak belli olmuştur.

Hem sağlığını korumak hem de sigaraya ayıracağınız paradan tasarruf etmek ve de en önemlisi sigaranın vücudumuza vereceği (ölümcül hastalıklar dahil) zararları gidermek için harcayacağınız zamanı ve parayı sigarayı bırakmakla kazanırsınız.

Diyoruz da raflar ile çeşit çeşit sigaralarla dolu. Alıcıların çoğu gençler; özellikle üniversiteli öğrenciler. Tayyip Bey'in o kadar uyarısına karşın sigara satışlarının artması şaşırtıcı, neden mi

Bir dönem daha geriye gidelim; 1920-30'lu yıllara. Bu yılların başında Edward Bernays, 1928'de ünlü kitabı 'Propaganda'yı yayımladı. 1928'de iktidara gelen Başkan Hoover, "Tüketim, Amerikan yaşam tarzının motorudur" demişti. Seçildikten sonra da reklamcılara "İnsanlara satın alma arzusu yaratmakla sorumlusunuz" dedi.

Haberin Devamı

"Tüketin, tüketin! Her şeyi tüketin!"

Bernays elitlerin yanındaydı. Toplumun zeki bir grup tarafından yönetilmesi gerektiğini savunuyordu. Cahil halk sürü gibiydi ve neyi nasıl yapacağı üst akıl tarafından belirlenmeliydi; emirler, elitlerin çıkarları doğrultusunda verilecekti. Halk güdülürken içgüdülerin kullanımı gerekirdi. "Bir ürün veya hizmetle halkın duygusal bağ kurmasını sağlayarak satışları arttırmak." Bu fikir Amerikan elitlerini büyülemişti. "Halk artık ihtiyaçları için değil, arzularına göre satın almalı. İnançları ihtiyaç kültüründen arzu kültürüne doğru eğitmeliyiz. Amerika'da yeni bir zihniyet şekillendirmeliyiz. İnsanın arzuları, ihtiyaçlarını gölgede bırakmalıdır."

Bunun için kadın dergileri çıkartmaktan tutun da film yıldızlarını reklamlarda kullanmaya, filmlerde ürün yerleştirmeye, mağazalarda düzenlenen moda şovlarında ünlülere istediği cümleleri tekrarlatmaya kadar birçok teknik denendi.

Duygular dahil her şey tüketilmeliydi!

Batmakta olan sigara sanayisi canlandırılmalıydı. 31 Mart 1929, New York'ta Paskalya geçit töreninde bir grup genç kadın garip bir hazırlık içindeydi. Beklenen işaret verildi ve sigaralarını ağızlarına götürüp gösterişli bir hareketle çakmaklarını çaktılar. Ağız dolusu duman, her birinden göğe yükseldi.

Haberin Devamı

Gazeteciler fotoğraf almak için birbirleriyle yarıştı. Bu kadınlar zengin sosyetede adı bilinen New York'un elit ailelerine mensuptular ve sigara onların 'Özgürlük Meşaleleri' idi. Bernays feminizmle sigarayı böyle bir araya getirmişti. Olay, ABD'nin her köşesinde ve dünyanın dört bir yanında yankılandı. American Tobacco Company'nin ürünleri The
New York Times tarafından övüldü. Manşet şöyleydi: 'Bir grup genç kız sigarayı özgürlük hareketinin simgesi yaptı.'

Sonra ne mi oldu

Kadınlar arasındaki sigara satışları fırladı, o dönemde sigaranın zayıflattığı ve boğazı rahatlattığı söylentileri de yayılmaya başlandı.

Ünlü psikanalist Freud'un öğrencisi Abraham Brill, Amerika'daki ilk psikanalistlerden biriydi. Bernays'e sigaraların 'erkek cinsel gücünün sembolü olduğunu' söyledi.

Haberin Devamı

Elitler ne ister Uyuyan halklar!

(Sigarayı bırakma gününde bu yazıyı yazarken Banu Avar'ın 'Alaycı Kuş' (Remzi Kitapevi) kitabından yararlandım.)

GÜNÜN SÖZÜ

"Kendi geleceğinizi yazmak istiyorsanız, kalemi başkalarının eline vermeyin." Aleksandr Puşkin

BİR VEKİL DE İTİRAZ ETMEZ Mİ

ESKİ ve yeni milletvekillerinin trafik cezasından muaf tutulmasına yönelik olan TBMM tasarısı kamuoyunda yarattığı tepki giderek artıyor. Milletvekillerinin trafik cezalarından muaf tutulması kamu vicdanını ciddi olarak yaralıyor.Anayasa'nın 10. maddesinde tanımlanan eşitlik ilkesine de tamamen aykırılık oluşturuyor. Ayrıca, bu yanlış ve adaletsiz uygulamanın hayata geçirilmesi halinde; trafik ihlallerinin önlenmesi amacıyla kanunla yetkilendirilmiş sivil görevliler olarak, koruma kalkanına bürünmüş milletin vekilleri ayrı tutulmak suretiyle sadece ve sadece kural ihlali yapan milletin kendisine yazılacak olan trafik cezasına aracılık etmeyi Fahri Trafik Müfettişleri (FTM) Derneği yönetimi olarak doğru bulmuyoruz.

Haberin Devamı

Adalet her alanda olduğu gibi trafikte de olmazsa olmaz bir unsurdur. Trafikte adaleti sağlamadan, sade vatandaşlarda ayrımcılık duygusu oluşturarak düzenli bir trafiğin olamayacağını, zira Azrail'in asilvekil ayrımı yapmadan can aldığını da hatırlatmak isteriz.

Halis KAHRAMAN FTM Basın Sözcüsü

PROF. DR. ERCAN DİYOR Kİ

M