'Devlet onuruna leke sürmem' Atatürk'ten CHP'ye tarihi sorumluluk öğütleri
KEMALİST Aydınlanma Derneği Yönetim Kurulu ve Basın Sözcüsü Buket Müftüoğlu dün bir açıklama yaparak "CHP'ye tarihi bir sorumluluk düşüyor" dedi.
CHP'de süregelen tartışmaları değerlendiren, geçmişte CHP 32. Dönem PM Üyeliği ve MYK Yardımcılığı görevini de üstlenen Müftüoğlu, Atatürk'ün bir anısını anlatarak bugünlere geldi.
"Mustafa Kemal, 1905 yılında stajyer subay olarak atandığı Şam'daki 5. Ordu'da, Arap aşiretlerini Osmanlı'ya karşı kışkırtan Bedevi liderlerini yakalama görevini üstlendi. Tutuklanan liderler, serbest kalmak için Mustafa Kemal'e yüklü miktarda altın teklif etmişlerdir. Genç subayın cevabı ise tarihe geçecek güçtedir. 'Devlet onuruna leke sürmem.' Bu duruş yalnızca bir subay erdemi değil, ileride bir milletin bağımsızlık onurunun da habercisidir. Benzer bir örnek Halep'te yaşanır: Yakın arkadaşı Müfit Kansu'ya, devlet işleri ve şahsi menfaatin birbirine karıştırılamayacağını öğütler Mustafa Kemal. 'Müfit, devlet işiyle şahsi hesap karıştırılmaz. Milletin parasını saklamak hırsızlıktır.' Böylece Cumhuriyet'in harcı, sadece azim ve cesaret ile değil, kişisel dürüstlük ve kamusal sadakatle de karılır."
Haberin DevamıSiyasetçiler arasındaki şahsi çıkar hesapları üzerindeki 2000'li yıllarda bu konu üzerinde Baykal'ın nasıl kararlı bir tavır sergilediğini anlatan Müftüoğlu, Baykal'ın, Atatürk'ün rüşvet ve şahsi çıkar karşıtı tavrını örnek alarak, CHP'nin bir çıkar ittifakı değil, bir ahlak ve halk partisi olduğunu güçlü bir biçimde vurgulamıştır. Baykal "Bu parti menfaat partisi değildir. Partinin kapısından şahsi menfaat için giren, o kapıdan çıkmak zorundadır" dedi.
KANLA VE İRFANLAKURULAN BİR ÜLKE
Müftüoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün, bu topraklarda yaşananlar Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının kanla ve irfanla kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne haksızlıktır. Atatürk'ün Şam ve Halep'te ortaya koyduğu ahlaki tavır, bir liderin sadece savaş alanında değil, kamu idaresinde de tertemiz kalması gerektiğini göstermiştir. Dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal örneği de bu pusulanın modern bir hatırlatıcısıdır. CHP'nin varoluş misyonu, halkın devlete güven duymasını sağlamakla mümkündür. Halk inanırsa, devlet güçlüdür; halk inanmazsa devlet zayıflar.
Haberin DevamıHALKIN İNANMASI ŞART
CHP'li belediyeler ve örgüt yöneticileri kamunun malını kendi malı gibi korumalı, halkın bir kuruşunu israf etmemeli, yerel yönetimlerde bilimi, laikliği ve çağdaşlığı esas almalı, kişisel menfaate taviz vermemelidir. Atatürk'ün Şam ve Halep'teki şahsi tavrı, günümüz siyasetinde Baykal örneğinde olduğu gibi, Cumhuriyet'in ahlaki temellerini taşır. Bu miras her kademedeki CHP'lilerin omuzlarında tarihi ve ağır bir sorumluluktur. Halk inanırsa CHP güçlenir. CHP güçlenirse Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşar."
MESAJ PANOSU
- SİYASETİN bazı kesiminden bugün Türkiye'yi 'seçilmişler' değil N. isimli tarikat mensupları yönetiyor iddiasında bulunuluyor. K.K.
Haberin Devamı- DEVLET bütçesi yoğun bakımda ama tedavi hâlâ aspirinle... Gelir doğmadan vergi kesiliyor. Kamu maliyesinde gerçekleri konuşma vakti ama nasıl Bütçede yaşadığımız sıkıntıları anlatan bir yazıyı kim yazacak, bekliyoruz. Yağız KUTAY
- NAZIM Hikmet'in 'Kerem Gibi' başlıklı şiirinde söylediği gibi, ülkemizde 'hava' gerçekten de '...kurşun gibi ağır!'... Öyle de olsa, 'sessiz tartışmaları' bu koşullarda 'bir eksik bir fazla, ne fark eder ki...' düşüncesiyle bilginize sunsam bir yararı olur mu