Baykal'dan Kılıçdaroğlu'na

Bilenler bilir, CHP başta olmak üzere 60 yıldır siyaset yazar, izlerim.

Geçtiğimiz günlerde yazdığımız üç günlük değerlendirme yazısı sadece ilgi görmedi, kulislerin doğruluğu ortaya çıktı. Anlaşılan nisan ayına kadar aday yoklama kararı alan CHP'yi biraz daha fazla yazmaya çalışacağız.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın üst üste yaptığı konuşmalarda CHP kurultayına şaibe karıştığı iddialarına 'niye cevap verilmedi' tespitine karşılık, Erdoğan'ın Deniz Baykal ve kumpas iddialarına cevap vermemesini gerekçe gösterdi. Yani nispet yaptı, her zamanki gibi.

Üstelik gazeteci Nuray Başaran bir TV kanalında yaptığı açıklamada konuyu Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştuğunu ve 'Her zaman cevap verdim' dediğini aktardıktan sonra şu tespitte fayda var:

Deniz Baykal ile ilgili iddiaları dile getirmek, hele hele CHP Genel Başkanı sıfatını taşıyan Özgür Özel'in işgal ettiği koltuğa yakışmadı. O sebeple karşı tezi hatırlatan bu sözlerin sadece Baykal'ın hatırasını değil, başta dünya beyefendisi Ataç Baykal ve Baykal ailesini de zedeleme ihtimali taşıyan bir söylem olduğunu galiba fark etmedi. Kaset skandalında yaşananlar Kılıçdaroğlu ile direkt ilgili değildir. Davalara konu oldu ve tarihe mal edildi bile.

Haberin Devamı

BAYKAL: KEMAL'İ SEÇİN

Yaşananlar sırasında merhum Deniz Baykal sağdı. Bir gün bile Kılıçdaroğlu'nu suçlamadığı gibi, kaset skandalından sonra partinin başına dönmesi için kendisine başvuranlara, 'Dönmem, gidin Kemal'i seçin' diye net bir tavır sergiledi. Onur Öymen özü sözü doğru bir isimdir. Bu bilgiyi teyit edecektir. Kemal Bey de Baykal ile iyi ilişkiler kurdu. Çoğu bugün Özgür Özel'in yanında olan bazı isimlerin itirazlarına rağmen milletvekili adayı gösterdi. Danıştı, tartıştıkları görülmedi, duyulmadı, çağırdığında evine kadar gitti, sağlıklı bir diyalog kurdu.

Kurultayda ve İstanbul İl Kongresi'nde şaibe iddiaları ile kaset skandalı birbirine benzemez, birbirine benzemeyen tamamen zıt konular. Şaibe iddialarının muhatabı, Özgür Özel, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve bugün yönetimde olan bazı CHP'li isimlerdir. Ekrem İmamoğlu da Kurultay Başkanı sıfatıyla konunun diğer muhatabıdır.

Haberin Devamı

BAYKAL'IN NİYETİ

Peki Baykal ne istiyordu CHP Genel Başkanlığı'na dönme hayali hiç olmadı. Mutabakatla muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olmak istediği sır değil. Hatta Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday gösterildiği seçimde çözüm ortağı MHP mesafeli durmasaydı, 2014'te, 2018'de de pıhtı atmasaydı Kemal Bey kendisini cumhurbaşkanı adayı göstermeyi ciddi ciddi planlıyordu. Yukarıda da söyledim. Hem de şu anda 'Bu Deniz Bey merakınız niye' diyen isimlere rağmen.

ATAÇ BAYKAL VE KILIÇDAROĞLU

Geçen salı günü Deniz Baykal'ın vefatının 2. yıldönümüydü. Özgür Özel ve arkadaşları kameralar eşliğinde beraberinde oğlu Ataç Baykal olduğu halde kurucu Deniz Baykal'ı andı, Baykal ile hatıralarını anlattı. Bu anmaya Kılıçdaroğlu'nun katılmadığı adeta ballandırılarak haberleştirildi.

Haberin Devamı

Oysa Kemal Kılıçdaroğlu aynı gün öğleden sonra 1. yıldönümünde olduğu gibi Ataç Baykal ile birlikte beraberinde Baykal'ın 'prensi' olarak bilinen Metin Lütfi Baydar, 25 yıllık yol arkadaşı Bülent Kuşoğlu, eski Milletvekili Metin Işık'ı ve özel avukatı Celal Çelik'i alarak medyaya da haber vermeden sessizce anma görevini yaptı. Dualar edildi. Kendisini yakalayan tek TV kamerasına 'Genel Başkanımı anmaya geldim' diyerek şaibe ile ilgili soruya cevap vermedi. Aile anması şeklinde geçen ziyaretten sonra Ataç Baykal, iddiaları tekzip edercesine heyeti evine çaya davet etti. Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarını ağırlayan Nazife-Ataç Baykal çifti iddiaların sonlandırılmasını konunun kapanmasını canlı kanlı resimli tekzip etmiş oldu.

Haberin Devamı

GÜNÜNSÖZÜ

"Size başkaları yapınca kızdığınız şeyleri siz de başkalarına yapmayın..."

Sokrates

BİLİYOR MUSUNUZ

SUÇ DEĞİL HABER

- TÜRKİYE Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun, gazetecilerin gözaltına alınması ya da sonradan serbest bırakılmaları üzerine yaptığı açıklamada "Bu olayda ortada suç değil, haber vardır. Bu uygulama kabul edilemez. Tüm gazeteciler işinin başında ve haberinin peşindedir. Usule uygun olarak adliyeye çağrılmaları yeterlidir. Halkın haber alma hakkı en üstün kamu yararıdır" dediğini...