Baykal, Öymen'e hiç fırsat vermedi

ALTAN Öymen hem particilikte hem de gazetecilikte iz bırakan bir büyüğümüzdü.

Bizzat ben kendisini çok severdim; onun her yazısını yazmak isterdim, nitekim Hasan Cemal de 'Her yazısını Yalçın'a yazdırmak isterdi' diye yazmış. En önemli yanı da siyasetçiliği idi; CHP'ye çok şeyler kazandırmak istedi ancak Baykal ve ekibi tarafından Genel Başkanlık'tan düşürüldü.

Bunun öyküsü uzun ve anlamlıdır. CHP, 1999 seçimlerinde baraj altında kalarak Meclis dışında kaldı. Bu, Atatürk'ün kurduğu parti için büyük bir yıkım oldu. Kamuoyundan gelen büyük tepki üzerine Baykal istifa ederek, evine çekilmek zorunda kaldı. Bu sırada Ankara'yı terk edip İstanbul'a taşınma hazırlığı içinde olan Altan Öymen'e partiyi derleyip toparlaması için büyük baskı geldi. Baskılara dayanamayan Öymen, İstanbul'a taşınmaktan vazgeçti ve partinin başına geçti. Yeni kurultayda yeni bir ekip oluşturdu ve siyasetin 'akıldanesi' Tarhan Erdem ve arkadaşları ile birlikte parti yönetiminin başına geçti.

Haberin Devamı

Öymen ve Erdem, partideki dağınıklığı gidermek için öncelikle partinin kayıtlı üye ve delege yapısını düzenlemek için tüzük değişikliğinin şart olduğu kanaatine vardılar. Öymen, 'partinin üye yapısı ile oynarken ilk kongrede seçimi kaybedersen' şeklindeki uyarılara rağmen "Gerekirse partinin üye yapısını bile sıfırlamadan bu parti düzene girmez" demişti. Ancak başkan ve yandaşları, o tarihi yenilgiye rağmen tekrar partiyi ele geçirmek için kolları sıvayınca, Öymen 15 ay sonra, yani 2000 yılında tekrar Baykal'a teslim olmak zorunda kaldı. Bugün de yargıya kadar intikal eden parti üye ve delege yapısı kimbilir o zaman düzeltilmiş olsaydı bugünkü sıkıntılar yaşanmazdı.

BAYKAL'IN KESKİNMUHALEFETİ

Başta rahmetli Ecevit olmak üzere 12 Eylül 1980 öncesi hem Baykal'ın hem de Ali Topuz'un 'hizip düzeyine varacak' parti içi keskin muhalefeti Altan Öymen'e de partide yeni bir rota çizmesine fırsat vermemişti.

Hatta Ecevit'in bu dar kadroculuk nedeniyle partiden ayrılıp yeni bir parti kurmasına neden olduğu herkesçe bilinen bir gerçekti.

Haberin Devamı

Gelelim gazeteciliğine... Milliyet'teki 'yeni stil' yazılarıyla ilgi gören Örsan Öymen'le birlikte Almanya'daki Basın Müsteşarlığı'ndan sonra Batı gazeteciliğini ve TV'ciliğini getiren