Terörsüz Türkiye süreci hayır kapıları açacaktır

28 Şubat cuntası için PKK ve siyasi uzantıları doğuda laikliğin teminatıydı. 'İrtica'ya karşı mücadelede yoldaş olmuşlardı!

Gecekondudan bozma karakollarda, gece görüş dürbünü bile olmayan (PKK'lıların elinde vardı), 2-3 el ateş edince ısınıp şişen tüfeklerle Müslüman Anadolu'nun evlatları terör örgütünün önüne atılıyordu. Müslüman Anadolunun anneleri başörtülü, babaları da sakallı oldukları için yemin törenine alınmıyorlardı ama evlatlarının cenaze törenlerine alınıyorlardı, hem de en önde; büyük lütuf!..

Neler yaşandı neler; bu ülkede vatan hainlerini vatansever, gerçek vatanseverler ise vatan haini göstermek 100 yıllık bir gelenek!

Bugün, terör örgütü PKK silah bırakma aşamasına getirilmiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kör düşmanlıkta ittifak edenlerin yaydıkları vesveselere itibar etmeyiniz. Onların yaydıkları vesveseye bakarsak, sanki silah bırakan PKK değil de Türk Silahlı Kuvvetleri. Bir de "PKK silah bırakmaz, kandırıyorlar" diye fısıldıyorlar. Yahu bırakmazsa gereği neyse yapılır. Bunu en iyi de PKK'lılar ve siz vesveseciler biliyorsunuz. Artık gecekondudan bozma karakollar, iptidai silahlar yok. Mehmetçiğe her şeyin en iyisinin yapıldığı, en iyisinin verildiği Recep Tayyip Erdoğan dönemindeyiz.

Daha dün, iktidara gelebilmek için PKK ve türevleriyle ittifak yapmaktan çekinmiyorlardı. Onların derdi politik istikbaldi. "Terörsüz Türkiye" diyerek elini ateşe sokanların derdi ise, yarım asra yaklaşan terör belasını bitirmek. Çünkü, "Terörsüz Türkiye" diyerek elini ateşe sokanlar neyin geldiğini görüyorlar ve tedbirini alıyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'nin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı açılış ve kapanış konuşmaları tarihi konuşmalardı. Açılış konuşmasının bence en vurucu yeri şu cümlelerdi:

"Şam bizim ortak şehrimizdir, Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir, Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir.

Bizler yani Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin denizinden Adriyatik'e serin esintiler yaydı. Unutmayın, atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtılarımız bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık.

Yeryüzüne, gökyüzüne, birbirimizin yüreğine 'Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah' hattını hep beraber kazıdık."