Terör devleti İsrail, ABD ve İngiltere'nin yardımıyla Katar'ı vurdu.
Bu saldırıda hedef alınanların, niçin yapıldığının bir önemi yoktur; neticede terör devleti İsrail, Katar'ı vurdu.
Katar milyarlarca dolar vererek ABD'den silah ve savunma sistemleri alan bir ülke. Aslında silah işin bahanesi. Katar, ABD'ye verdiği milyarlarca dolarla ABD'nin himayesinde var olmaya çalışıyor. Bir üst paragrafta, "Bu saldırıda hedef alınanların, niçin yapıldığının bir önemi yoktur; neticede terör devleti İsrail, Katar'ı vurdu." diye yazmamın sebebi bu. Katar, parayla himayesine girmeye çalıştığı ABD'nin yardımıyla vuruldu. ABD Katar'ı korumak yerine, dalga geçer gibi İsrail'in saldırısından 10 dakika sonra saldırı haberini verdi!
Tabii ki saldırı haberini Katar ABD'den gelecek telefondan değil, milyarlarca dolar verip aldığı ABD yapımı savunma sistemleriyle gereğini yapmalıydı.
"Saldırı her ne kadar Katar topraklarında yapılmış olsa da hedef Hamas'tı" diyerek mevzu kapatılamaz. Bu saldırı gösterdi ki terör devleti İsrail ve onun destekçileri için hiçbir ölçü yok. İnandıkları yolda frene basmadan tam gaz gidiyorlar.
İsrail, dünyanın dört bir yanından toplanıp Gazze'ye yardım götürecek teknelere Tunus'ta iki kere saldırı düzenledi. Bu saldırı da Katar'daki saldırıdan farklı değil. Terör devleti İsrail ve destekçilerinin "Uluslararası hukuk", "Birlemiş Milletler kararları" gibi 'teferruatlarla' işleri yok! Kendilerine düşman gördüklerini nerede olursa olsun vuruyorlar. Alacakları üç beş kınama tepkisi umurlarında değil.
Katar saldırısının ardından sosyal medyadaki İsrail terör unsurları, sıranın Türkiye'de olduğunu yazmaya başladılar. İsrail şimdilik açıktan olmasa da Suriye'de olduğu gibi taşeron örgütlerle Türkiye'nin bölgede işbirliği yaptığı kesimlere saldırıyor. Yani örtülü bir savaş sürüyor.