Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler kürsüsünden, "Burada, Amerika'da, Avrupa'da, dünyanın her yerinde, bir çocuğun eline küçük bir diken batsa, anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze'de, çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampute ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu, insanlığın dip noktasıdır. İnsanlık tarihi, son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Gazze'deki soykırım medya, sosyal medya aracılığıyla her an canlı olarak yayınlanıyor." diye hakikatleri haykırırken İtalya'da işçiler, Filistin için genel greve gidip, genç yaşlı, öğrenci memur hep birlikte sokaklarda "Özgür Filistin" diyerek hançerlerini yırtıyorlardı; İtalya'da, Başbakan Meloni'nin terör devleti İsrail'den yana tavır almasına tepki olarak sokaklarda aksiyonu yüksek günler yaşanıyor!
Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro Birleşmiş Milletler kürsüsünden, "İnsanlık, Gazze'deki soykırıma bir gün daha tahammül edemez. Terörist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve soykırımdan sorumlu olanların ABD ve Avrupa'da serbestçe dolaşması kabul edilemez. BM Genel Kurulu'nda oylama yaparak soykırımı durdurabilir miyiz Güvenlik Konseyi'nde oylama yapmak yerine bunu yapmalıyız, çünkü orada veto hakkı var. Eğitimsiz Mavi Bereliler yerine, soykırımı kabul etmeyen ülkelerden oluşan güçlü bir orduya ihtiyacımız var. Dünya milletlerini ve halklarını ordularını birleştirmeye davet ediyorum. Özgürlük ya da ölüm." diyerek, insan olma haysiyeti taşıyanların duygularına tercüman olurken, dünyanın dört bir yanından bir araya gelen gönüllüler Gazze'ye yardım götürmek için teknelerle yola çıkıyorlardı.