"Direniş ekseni" palavrası

Günümüz dünyamızın iki büyük yalanından biri "Özgürlük, demokrasi" diğeri de "Direniş ekseni".

"Özgürlük getiriyoruz, demokrasiyi inşa edeceğiz" yalanıyla ABDBatı'nın gerçekleştiği işgal, katliam tecavüz ve tecavüzleri toplasak ciltler dolusu bir külliyat ortaya çıkar.

"Direniş ekseni" yalanını kullanan İran ve kuyrukçularının da ABDBatı'dan farkları yok.

Türkiye'de "Direniş ekseni" yalanını kullanan İran'ın saha elemanlarındaki, Suriye kasabı Beşar Esed'in devrilişinin acısı pek dinmeyeceğe benziyor. Benim de Allah'tan niyazım çektikleri acının artarak devam etmesi.

"Direniş ekseni" palavrası İran ve kuyrukçularının paravan olarak kullandıkları bir ifade. Güya terör devleti İsrail'e karşı mücadele ediyorlarmış! Lakin ne hikmetse "Direniş ekseni" unsurlarını İsrail'e karşı değil de Suriye'deki Müslümanlar'ı katlederken gördük. Tabi kundaktaki bebekleri katletmek, Müslüman kadınlara tecavüz etmek varken İsrail'le niye savaşsınlar!..

ABDBatı'dan 'fon' adı altında para alıp Türkiye'de 5. kol faaliyetleri yapan gazeteciler hakkında çok yazı yazdım. Şimdi geriye doğru baktığımda İran'dan para alıp da Türkiye'de 5. kol faaliyetler yapanlar hakkında pek de yazı yazmamışım. ABDBatı'nın Türkiye'deki unsurlarına yaptığı yatırımının bir benzerini de İran yapmıştır. İran'ın yatırım yaptıkları İslâmî çevrelerde isim isim bilinir; aşikâr olan bir sırdır!

Tabiî ki sadece gazeteciler değil. Politikacılar, akademisyenler, STK'lar vb. Bunların arasında para için değil de mezhepsel aidiyetle İran'a hizmet edenleri de var. Türkiye'de İrancılık "Milli Görüş" adlı politik yapılanma üzerinden yeşermiş, başımıza bela edilmiştir. Nitekim mezkûr politik yapılanmaya kendini nisbet eden partilerin genel merkezlerinde Beşar Esad feryatları arşa yükselmektedir ve gün geçtikçe artmaktadır. Ellerinde bi zincileri eksik; genel merkezlerinde siyah gömlek giyip kendilerini zincirlerle dövüyorlarsa şaşırmam!