Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta katıldığı Kara Hava Harp Okulu'ndaki mezuniyet töreni sonrası bir grup teğmenin kılıçlarını çekip korsan yemin etmesi geçiştirilecek bir hâdise değil.
"Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir". Bu halk çok 'perşembeler' yaşadı. Bir daha yaşamak istemiyor. Kara Hava Harp Okulu'ndaki kılıçlı korsan gösteriye karşı hemen teyakkuza geçmesi de bundandır.
CHP ve türevlerinin, kılıçla korsan gösteri yapan teğmenlere sahip çıkmaları normal. Bunlar, başbakanın idam edildiği darbeyi bayram diye kutlamış güruh.
CHP ve türevleri tıynetlerinin gereğini yapıyorlar. Bu cenahta olağanüstü bir durum yok. Lâkin, bizden görünüp de "Abartmayın", "Konuyu kapatın" benzeri sözlerle bizlere parmak sallayanları anlamımızı kimse beklemesin.
15 Temmuz öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan F. Gülen ve çevresi için, "Bunlar terör örgütü, bunlara terörist deyin" diye bizleri uyarırken, yakın çalışma arkadaşları dahil büyük bir çoğunluk "Abartıyor" diyorlardı. Ne zamanki başlarına bombaları yediler o zaman Başkan Erdoğan'ın haklı olduklarını anladılar.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Demek ki bazılarının sütten yeterince ağzı yanmamış ki bizlere parmak sallayarak "Konuyu kapatın" diyebiliyorlar.
Allah'tan hâlâ yoğurdu üfleyerek yiyenler var. Onlardan biri de, en kritik anlarda dimdik duran MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Sayın Bahçeli mezkûr hâdiseyle alâkalı açıklamasında can alıcı şu soruları sormuş: "İlk başta sorulması gereken soru şudur: Siyaset ve toplum gündemine oturan, medyada her gün otopsi raporu yazılan vaki yeminin gayesi nedir Buna kim ya da kimler karar vermiştir
Kanunla belirlenmiş yemini müteakiben mezun subayların bir bölümünün dile getirdikleri yemine ihtiyaç duyulmasının mana ve maksadı nasıl yorumlanmalıdır
Yeminler arasındaki bir bölünmenin gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri içinde veya vatan savunmasında ayrılık ve aykırılık doğurmayacağının teminatı bugünden nasıl verilecektir"
Sayın Bahçeli'nin dikkat çektiği üç husus: