Üç. Daha önce yazdık. İsrail, zayıf komşular ister. Bu kapsamda, Suriye'yi dört nüfuz alanına bölmek istiyor. Kendi payına Suriye'nin güneyi düşecekti. Dürzilerin hamiliğine soyunarak bölgenin silahsızlandırılmasını istiyordu. Daha önce bazı denemeler yaptı. Ancak ABD'nin baskısıyla karşılaştı. Ve Şam'la masaya oturdu (Umman, Bakü görüşmeleri.) Ama bu stratejisinden hiç vaz geçmedi.
SÜVEYDA DÖNÜM NOKTASI OLDU
Son günlerde yaşananlar hassas dengelerde kırılmaya yol açtı:
Bir. 30 PKK'lı silah yaktıktan sadece üç gün sonra Süveyda karıştı. İsrail saldırıları nedeniyle Şam, ülkenin güneyine asker sokamadı. Bölge silahsızlandı. Süveyda'nın Şam'a hangi düzlemde entegre olacağı belirsiz. Bu SDG'nin iştahını kabartıyor.İki. SDG, ayrılıkçı gündemini sürdürüyor. Kendilerini Terörsüz Türkiye sürecinin dışında tutuyorlar. Trump'ın temsilcisi Barrack, Mazlum Abdi ile görüştü. Deniyor ki… ABD, SDG'ye Şam'la uzlaşması için iki ay süre verdi. SDG iki ay içinde bu adımı atmazsa, SDG'ye gönderilen paranın kesileceği söyleniyor. SDG "federasyon" söyleminden vazgeçti. Ama "Ademi merkeziyetçi bir yapı istiyoruz" diyor (İkisi de aynı anlama geliyor). Süveyda'dan sonra daha açık konuşuyorlar. SDG raydan çıkıyor. Bakan Fidan'ın "Aman, sakın" çıkışı bu yüzden.Üç. ABD, İsrail'le aynı pozisyonda değil ama onu durduracak bir adım atmıyor. Trump, Şam saldırısını televizyondan öğrenmiş, hemen Netanyahu'yu aramış. Rahatsızmış. Güzel. Ama sorunu çözmüyor.Dört. Şara, ip üzerinde yürüyor. Bir yanda tabanı… Diğer yanda ülkenin birliği, uluslararası desteğin sağlanması… İsrail Şara'yı şeytanlaştırmaya, mümkünse ortadan kaldırmaya çalışıyor. Süveyda krizi Suriye Cumhurbaşkanını sarstı. Şara'nın alternatifi yok. Yokluğu öngörülmez gelişmelere kapı aralayabilir.
ANKARA VE ŞAM'IN YENİ POZİSYONUBu gelişmeler Şam'ı ve Ankara'yı pozisyon değişikliğine itti. Yeni pozisyonun ilk işaretini Dışişleri Bakanı Fidan verdi. "(Suriye'deki gruplara) Bölmeye giderseniz, müdahale ederiz" dedi. Ardından MSB açıklaması geldi. Analiz edelim: Bir. Suriye'nin güvenlik talebini BM üzerinden yaptığı söyleniyor. Bu, Türkiye'nin Suriye'de terörle mücadele ve istikrar bağlamında atacağı her türlü adımı uluslararası hukuk bağlamında tahkim ediyor. Bu talebe olumlu yanıt verilecek. İki. Bu adımın SDG'ye, Suriye'yi bölmeye çalışan aktörlere mesaj taşıdığı açık. Mesajı şöyle özetleyebiliriz: