Yeni dijital çağda ulus devletleri zorlayan üç önemli sınama var. Birincisi egemenlik meselesi. Dijital platformlar, yani dev küresel şirketler -sanal da olsa- ulus devletler içinde faaliyet yürütüyor. Ancak herhangi bir yükümlülükleri yok. Çoğu ülkede vergi vermiyorlar, yerel hukuka tabi değiller, ilgili devletlerde temsilci bile bulundurmuyorlar. Bir sorun olduğunda örneğin, yargının muhatap bulacağı bir merci yok. Oysa devletler kendi sınırları içinde gerçekleşen bir konu olduğunda sorgulanmaz bir tasarruf yetkisi ister. Biz buna egemenlik hakkı diyoruz.Dijital platformlar bu anlamda suyu bulandırdı. Gelinen noktada AB üyeleri, Türkiye dahil pek çok ülke yasal düzenlemelere gitti ve dijital platformlara belirli yükümlülükler, aksi durumlar için de müeyyideler getirdi. Bir örnek: Geçtiğimiz yıl AB, Facebook'a gizlilik kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 1,2 milyar Avro ceza kesti.TİKTOK ÖYLE DE X FARKLI MIABD'nin, Çin menşeli dijital platform TikTok'a el koyma girişimi tedbirlerin en uç noktası. ABD yasa yoluyla TikTok'un ABD'li bir şirkete devredilmesini zorunlu kıldı. Bunu yaparken de dijital platformun Pekin adına istihbarat topladığını savundu. Yani TikTok'u Çin'in bir aparatı olarak kodladığını ilan etti. Böylece dijital platformların özgür dünyanın bir yansıması olduğu yanılsamasını bizzat kendisi yıktı. ABD TikTok için ne söylüyorsa aynı şey X, Instagram, Facebook gibi Amerikan platformları için de geçerlidir. Hepsi istihbarat topluyor, hepsi bir çıkar grubunun ya da bir devletin aparatı olarak vazife görüyor.İkinci sınama dezenformasyondur. Bu mesele -tam olarak- bizatihi dijital platformların kendisinden kaynaklanmıyor. Kimi sahte, kimi gerçek hesaplar tarafından yapılan yaygın dezenformasyon toplumsal dokuda müthiş bir tahribata yol açıyor. 17-25 Aralık sürecinde ya da 6 Şubat depremlerinde buna yakinen şahit olduk.ALGORİTMAYLA SANSÜR UYGULUYORLARÜçüncü sınama ise doğrudan dijital platformların eseridir. Bu sınamanın adı sansürdür. Görünüyor ki hedef kritik konularda toplumsal kanaatleridir.Dijital platformlar, bağlı bulundukları devletin ulusal çıkarı ya da şirketin menfaatine göre sosyal medyada neyin konuşulacağını ya da neyin konuşulmayacağını belirleme hakkını kendinde görüyor. Tartışma ikliminde kimi sesleri ön plana çıkarıyor kimi sesleri bastırıyor. Böylece toplumların kanaatlerine doğrudan müdahale ediyor.Bunu algoritma yoluyla yapıyorlar. Mızrak çuvala sığmadığında da doğrudan hesap kapatma seçeneğine başvuruyorlar. Twitter ABD eski Başkanı Trump'ın hesabını askıya almıştı.GAZZE PAYLAŞIMLARI GÖSTERİLMİYORBugüne gelelim. İş çığırından çıkmış vaziyette. Facebook, X ve benzeri platformlar İsrail'in Gazze'de işlediği cinayetleri yok sayan bir pozisyon alıyor. Uluslararası Özgürlük Filosu'na desteğini açıklayan Güney Afrika Ulusal Meclisi Milletvekili Mandela'nın hesabı sosyal medya platformu X tarafından askıya alındı.Bu kapsamda algoritmalar da çalışıyor. Instagram ve Facebook'un ana şirketi Meta'nın Filistin
Ankara Suriye'de makas mı değiştirecek
16-09-2025 
Körfez'i İsrail bombasından önce o harita karıştırdı
12-09-2025 
Yine başa mı sarıyoruz: ABD'den SDG'ye yeni teklif
09-09-2025 
New York'ta üç ayaklı sürpriz aksiyon hazırlığı
05-09-2025 
İran'a yeni saldırının ayak sesleri
02-09-2025 
İran dosyası kabarıyor
22-03-2024 
Suriye'de at izi it izine karıştı
05-07-2024 
Blinken ziyaretinden notlar: Ankara faturayı kime kesti
12-01-2024 
Alman Şansölye, Kale'den çıkan o raporu mu okudu
16-02-2024 