Şam'daki imzanın perde arkası: Trump'ın acelesi var

Esad devrildikten beş gün sonra, Bakan Fidan bir açıklama yaptı. "PKK kadroları ülkeyi terk etsin. Geriye kalan kadrolar silah bıraksın. YPG'nin ortadan kaldırılması stratejik hedefimiz" dedi. Aynı gün Fidan'ın ağzından bir hassasiyet daha dile getirildi: "YPG elimine edilirken oradaki Kürtlere zarar gelmemesi lazım."

Peki, bunu kim, nasıl yapacaktı Ankara, biraz da Şam'ın talebi üzerine, ana sorumlunun Şam yönetimi olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani ile görüşmesinde Şam tarafına "Suriye'deki terörle mücadele yeni yönetimin sorumluluk alanına girmiş durumda. Biz de desteğimizi vermeye hazırız" denildi. Bakan Fidan da dedi ki: "(SDG) ya başka boyuta evrilecek ya da ortadan kaybolacak. Biz illa şiddet olsun diye şiddet uygulama taraftarı değiliz" (10 Ocak).Diğer bir deyişle diplomasiye şans tanındı. Amaç tek kurşun atmadan PKK'yı bitirmek olarak kodlandı. Bu yaklaşım üzerine Tişrin çevresinde terör örgütüne baskı uygulanırken Şam ve SDG arasında müzakereler başladı. Şara'nın "Müzakere yürütüyoruz" açıklaması 29 Aralık tarihlidir.
SDG SURİYE'DE NE İSTEDİSDG, terör örgütü PKK'nın Suriye koludur. Amacı Suriye'de bir terör koridoru kurmaktı. Bölgesel konjonktür değişince geçtiğimiz yıl yangından mal kaçırmaya, sözde seçimle devletleşmeye çalıştılar. Proje, engellendi. Sonra rejim devrildi. Meseleyi Suriye içinde çözmek zorunda kaldıklarını anladılar.

ABD, müzakerelerde SDG'nin elini güçlendirmek için Kürt grupları bir araya getirdi. Önce Suriye, daha sonra Kuzey Irak'ta buluşmalar gerçekleşti. Amaç bu grupları bir blok haline getirerek yeni Şam yönetiminin karşısına oturtmaktı. Bunda bir nebze başarılı oldular.

Peşi sıra, SDG, Şam yönetimine taleplerini sıralamaya başladı. Ademi merkeziyetçi, federatif bir yapı istiyorlardı. Bu kapsamda uluslararası garanti istediler (ABD koruması altında silahsızlandırılmış bölge; Fransız ya da Amerikalı askerlerin Türkiye-Suriye sınırının güvenliğini kontrol etmesi gibi). DEAŞ kamplarının Şam'a bırakılmasına karşı çıktılar. Enerji kaynaklarından pay istediler. Suriye ordusuna blok olarak katılım şartı koydular. Entegrasyon için iki yıl süre istediler.
SDG NEDEN MASAYA OTURDUYapılan açıklamalara bakılırsa Şam ve SDG'nin iki temel konuda anlaşamadığı görülür. Birincisi, SDG elindeki toprakları yönetmek istiyordu. İkincisi, silah bırakarak Suriye ordusuna entegre olmak istemiyordu.

Ancak SDG daha önce direnirken bir anda masaya oturma kararı aldı. Bunun sebepleri şöyle sıralanabilir:

ABD Suriye'den çekilme yönünde güçlü işaretler veriyor. SDG'ye masaya otur baskısı yapıyor. Amerikan ordusu daha önce PKK'ya verdiği silahların bir kısmını toplamaya başladı. SDG'nin bel bağladığı AB ve Fransa'dan Şam'ı destekleyen açıklamalar geldi. Bazı yaptırımlar askıya alındı. Körfez ülkeleri Şam'ı finansal olarak destekleme kararı aldı. Türkiye'nin girişimiyle Suriye'ye komşu ülkeler (Türkiye, Ürdün, Irak, Suriye, Lübnan) Şara yönetimine destek verdi, DEAŞ'a karşı ortak operasyon merkezi kuruldu. İmralı, "Silah bırak" çağrısı yaptı.