Ruslar Suriye'ye geri mi dönüyor

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, Moskova'da Rus lider Putin'le görüştü. Görüşmeyle ilgili haberler genellikle Esad'ın Suriye'ye iadesine odaklanıyor. Rusya'nın o konuda bir adım atması zor. Nitekim Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Esad'a sığınma hakkı verildiğini açıklayarak kapıyı kapattı. Şam yönetiminin zaten bunu öngördüğünü, bu yüzden Esad dosyasıyla ilgili bir beklenti içinde olmadığını düşünüyorum.

Şam'ın Moskova'dan bir beklentisi (bu bir bilgidir); Esad'ın Rusya'ya kaçırdığı yüz milyonlarca doların iadesidir. 2018-2019'da Şam'dan Moskova'ya 250 milyon dolar nakit taşındığı ortaya çıkmıştı. Bu tutar, kaçırılan paranın belgelenen kısmıdır. Net meblağ belirsizdir. Suriye'nin bu paraya ihtiyacı var. Ukrayna'da savaşan, Avrupa'daki 300 milyar dolar varlığı dondurulan, aynı zamanda yaptırımların hedefi olan Rusya'nın bu konuyu şu an konuşmak istemeyeceği de söylenebilir. Ancak bundan daha önemli bir konu var. O da Rusya'nın Suriye'deki üslerinin geleceğidir. Şimdi onun üzerinde konuşalım.


İSRAİL'DEN RUSYA'YA SURİYE DAVETİ

İsrail'in zayıf, bölünmüş bir Suriye istediğini hep konuşuyoruz. Bir istekleri de Türkiye'nin Suriye'deki etkisini zayıflatmak, dengelemektir. Açıkçası yanı başlarında Türk varlığından çekiniyorlar.

Bu yüzden, mart ayında şu haberi okuduğumda şaşırmamıştım: "İsrail, Suriye'de Türkiye yerine Rus üsleri bulunmasını sağlamak için ABD yönetiminde lobi faaliyeti yürütüyor." Bazı haberlerde şöyle detaylar da yer aldı: "İsrail, Erdoğan'ı durdurmak için Suriye'nin nüfuz alanlarına bölünmesini öneriyor. İsrail'in önerdiği dağılım; doğuda ABD, batı kıyılarında Rusya, kuzeyde Türkiye, güneyde ve doğuda ise İsrail." O haberlerden İsrail'in, Esad döneminde olduğu gibi, Suriye'nin güneyinde Rus gözlem gücü görmek istediği de anlaşılıyordu.


İSRAİL'İN ŞAM'A BASKISININ ARKA PLANI

İsrail, temmuz ayında çıkan/çıkarılan Süveyda olaylarını fırsata çevirdi. Suriye'yi doğrudan hedef almaya başladı. Ahmet Şara ofisindeyken, Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın bahçesini vurdu. Bunun üzerine yaşanan gelişmeleri kısaca sıralayayım:

ABD Temsilcisi Barrack, Şam yönetimine "Bölgesel güvenlik yardımı talep etmesini tavsiye ederim" mesajını (bence İsrail'le koordine olarak) verdi (23 Temmuz). Suriye, Türkiye'den resmen askeri yardım talep etti (23 Temmuz). Netanyahu, Rus lider Putin'le telefonda görüştü (28 Temmuz). Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani Moskova'ya gitti (31 Temmuz). Temmuz ayında yapılan görüşmelerin ardından Kamışlı'daki Rus üssünde hareketlilik yaşandı. Kommersant, Şam'ın Rus askeri devriyelerinin Suriye'nin güney vilayetlerinde görev yapmasını talep ettiğini yazdı. Bu haber yalanlanmadı.


RUSLAR ÜSLERİNİ GERİ İSTİYOR

Suriye ve İsrail, ABD arabuluculuğunda, sınır güvenliği konusunda görüşmeler yapıyor. Şam, İsrail'in 8 Aralık'tan sonra işgal ettiği bölgelerden çekilmesini istiyor. İsrail ise Hermon Dağı'nda işgal ettiği bölge hariç çekilebileceğini, bunun karşılığında silahsızlanmış bir güney bölgesi görmek istediğini söylüyor. Görüşmelerin "İsrail'in Golan'dan Süveyda'ya koridor istemesi" nedeniyle tıkandığı söyleniyor.

Geçtiğimiz günlerde ABD, Ürdün ve Suriye, Süveyda yol haritasını açıklamıştı. Bu yüzden Suriye-İsrail anlaşmasının BM'de imzalanmasına yönelik beklenti doğmuştu. Ancak görülüyor ki İsrail, Suriye ile anlaşmak için Rus askerlerinin sınırına gelmesini bekliyor. Bunun karşılığında, Ruslar, Himeymim ve Tartus'taki üsleri Şam'dan isteyecektir. Peki, ABD'nin yaptırımları kaldırma kararı Rus varlığının geri dönüşüyle zedelenmez mi İsrail, ABD'yi bu konuda ikna edebileceğine inanıyor olmalı.