Zaman sürat kazandı. Yetişemiyoruz. Yıllar sonra, geriye dönüp baktığımızda, kırılma anı olarak kodlayacağımız gelişmeleri gözden kaçırıyoruz. Afrika'da küresel güçler arasında yaşanan büyük güç mücadelesi bu kırılma anlarından biridir. Türkiye -özellikle son bir yılda- yaptığı kritik hamlelerle bu büyük mücadelenin ana aktörlerinden biri haline gelmiştir. Nasılını anlatacağım. Önce izninizle fotoğrafı çekeyim. ECONOMIST: BİR SEBEP DE TÜRKİYEEconomist dergisi Nisan ayında ABD'nin Afrika'da eriyen nüfuzu üzerine bir makale yayımladı. Onlara göre bu gelişmenin üç sebebinden biri şuydu: "Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi orta ölçekli güçlerin rekabete dahil olması." "ABD'nin eriyen nüfuzu" tespiti haksız sayılmaz. Gelişmelerin ne yöne seyrettiğine bakalım: Dünyanın en büyük uranyum yataklarına sahip ülkelerinden biri olan Nijer, ABD askerlerinin ülkesini terk etmesini istedi. Sonra da Rusya ile anlaştı. Rus askeri uzmanlar, ABD askerlerinin bulunduğu Airbase 101 üssüne girdi. Washington daha önce de Çad'dan çıkarılmıştı. Fransa da Mali ve Burkino Faso'dan. Nijer, Fransız devlet şirketine uranyum için verdiği lisansı da iptal etti. Lisans artık Rus devlet şirketinin elinde. Fırtına sadece Nijer üzerinde kopmuyor. Geçtiğimiz ay Mali'de çatışma çıktı. Onlarca Wagner üyesi öldürüldü. Mali ve Nijer, Ukrayna'yı suçladı. Saldırıyı gerçekleştiren Tuareg grubuna istihbarat sağladığı gerekçesiyle diplomatik ilişkilerini kesti. Ukrayna'nın böyle bir gücü yok. Muhbir başka yerde aranmalı. TÜRK DİPLOMASİSİNDEN ÜÇ KRİTİK HAMLEPeki, Türkiye bu güç mücadelesinin neresinde Ankara uzun bir süredir Afrika ülkeleriyle "göz hizasında" temas kuruyor. Bu yönüyle sömürgeci aktörlerden ayrışıyor. Bu yaklaşımın ilişkilerde getirdiği büyük bir ivme var. Bu ivme -Dışişleri Bakanlığının akıl dolu planlamasıyla- Mart ayında yapılan Antalya Diplomasi Forumu'na ciddi bir şekilde yansımıştı. Afrika ülkeleri foruma yoğun ilgi göstermiş, bugün yaşanan Ankara merkezli gelişmelerin altyapısı orada oluşturulmuştu. Ankara, son birkaç ayda bölgeyle ilgili -biri en az Libya hamlesi kadar önemli- üç stratejik girişimde bulundu. Birincisi Somali ile yapılan iki anlaşmadır. Somali denizleri Türk donanması tarafından korunacak. Aynı zamanda Türkiye Somali'de petrol ve doğalgaz arayacak. (Libya hamlesi kadar stratejik olan konu bu.) İkincisi üst düzey Türk heyetin Nijer'e yaptığı sürpriz çıkarmadır. Ziyaret sonrasında diplomatik kaynaklar "İkili siyasi ve ekonomik ilişkiler ele alındı" demekle yetindi. Bu sessizlik konunun hassasiyetindendir. BÖLGESEL KRİZE ANKARA SÜRECİÜçüncüsü, Türkiye'nin Afrika'da artan nüfuzunun meyvesidir. Somali ve Etiyopya arasında yaşanan krizin çözümü için başlatılan Ankara Süreci'nden bahsediyorum. Malum, Somali'nin başında Somaliland diye bir dert var. Somaliland 1991'de bağımsızlığını ilan etti, kimse tanımasa da ülkenin toprak bütünlüğünü tehlikeye attı. Etiyopya,
Ankara Suriye'de makas mı değiştirecek
16-09-2025 
Körfez'i İsrail bombasından önce o harita karıştırdı
12-09-2025 
Yine başa mı sarıyoruz: ABD'den SDG'ye yeni teklif
09-09-2025 
New York'ta üç ayaklı sürpriz aksiyon hazırlığı
05-09-2025 
İran'a yeni saldırının ayak sesleri
02-09-2025 
İran dosyası kabarıyor
22-03-2024 
Suriye'de at izi it izine karıştı
05-07-2024 
Blinken ziyaretinden notlar: Ankara faturayı kime kesti
12-01-2024 
Alman Şansölye, Kale'den çıkan o raporu mu okudu
16-02-2024 