Üzerinden neredeyse üç hafta geçti. Türkiye, ABD, Mısır ve Katar garantör ülkeler olarak, 13 Ekim'de, dünya liderlerinin huzurunda Ortadoğu barışı beyannamesine imza attı. O tarihte, Gazze'de ateşkes ve barış sürecinin ikinci aşaması da başlamış oldu. Ancak görülüyor ki… İkinci aşamanın başlamış olması, ateşkes planının ilk aşamasının tamamlandığı anlamına gelmiyor. Gazze'de ateşkes de barış da pamuk ipliğine bağlı.
MİT Başkanı Kalın, ateşkesin sağlanmasında oldukça etkili bir rol oynamıştı. Şimdi bu ateşkesin korunması gerekiyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Trump'la New York toplantısına katılan Müslüman ülkelerin Dışişleri Bakanlarını İstanbul'da ağırladı. Sebebi ateşkesi koruma misyonudur. O halde arkaplanda bazı sorunlar yaşanıyor. Sahada ve masada neler oluyor Anlatayım…
İNSANİ YARDIM DİYE GAZZE'YE MAL SATIYORLAR
Ateşkesin ilk aşaması; Bir. Ateşkeş, İki. İnsani yardımın Gazze'ye girmesi, Üç. Rehine takası ve Dört. İsrail'in çekilmesinden oluşuyordu. Dünden bugüne yaşananlara baktığımızda bu dört maddenin tam olarak tekamül ettiği söylenemez. Bakın size bu başlıklarda yaşanan sorunları aktarayım:
Bir. İsrail ateşkesi çeşitli aralıklarla bozuyor. 13 Ekim'den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 400'ü geçti. Batı Şeria tahriki de devam ediyor.
İki. Günde 600 tır insani yardımın Gazze'ye girmesi gerekiyor. Peki, girebiliyor mu Hayır. Ama İsrail, Gazze'ye günde 550 tırın girdiğini açıkladı. Doğru mu Evet. Ama ortada bir aldatmaca var. Olayın aslı şu: Gazze'ye giren 550 tırın 145'i insani yardım malzemesi taşırken, geriye kalan tırlar ticari mal taşıyor. Refah'ta insani yardım malzemeleri bekletilirken, içeriye şirketlerin Gazzelilere ücreti mukabil satacağı mallar gönderiliyor. Şu ahlaksızlığa bakar mısınız!
Üç. Rehine takasında süreç işliyor ancak önemli bir sorun var. Gazze'de taş üstünde taş kalmadı. Bu yüzden bazı rehinelerin naaşlarını bulmak çok zor. İsrail, ağır ekipman gerektiren bu işin altından kalkacak tecrübeli ekiplerin Gazze'ye girmesini engelleyerek süreci yavaşlatıyor.
Dört. İsrail, sarı bölgenin ardına çekildi. Ancak elinde tuttuğu alanı genişletme çabaları dikkatlerden kaçmıyor.
MESELEYE DAR ÇERÇEVEDEN BAKANLAR…
Acı ama gerçek… Gazze'de barış sürecinin hızlı bir şekilde ilerlemesinin önündeki tek engel İsrail değil. Sürecin en zor yanı, bölgesel aktörlerin meseleye dar, ulusal çıkarlar perspektifinden bakması.
Misal: Mısır, İstanbul'daki toplantıya katılmadı. Gelen bilgilere göre bunun sebebi; Kahire'deki müze açılışı kapsamında uğraşılan işler. Oysa… Biliyoruz ki… Mısır, "İnisiyatif elimden kaymasın" diye İstanbul'a gelmedi.
Misal: Hamas'ın silah bırakma meselesi. Detaylarını aşağıda anlatacağım ama Körfez'in (S. Arabistan, Mısır, BAE) tavrını şöyle özetleyebiliriz: Diyorlar ki… Hamas silah bırakmadan, Gazze'ye yatırım yapmayız. Bunu ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance şöyle dile getirdi: "İsrail ve bazı Körfez ülkelerinde söz konusu Hamas olunca sabırsızlık gözlemliyorum, süreç boyunca esnek olmaları gerekiyor."
Misal: Filistin'i kim "yönetecek" tartışması… ABD, Filistin yönetiminde reform yapılması gerektiğini söylüyor. Reformdan kasıt Mahmud Abbas'ın gitmesi. Peki, yerine kim gelecek İşte burada kavga başlıyor. S. Arabistan ve Mısır, Abbas'ın yardımcısı Hüseyin Şeyh'i, BAE ise Muhammed Dahlan'ı o koltukta görmek istiyor. S. Arabistan-Mısır ikilisi bu konuda bir hamle yaptı: Abbas, göreve devam edememesi halinde Hüseyin Şeyh'in başkanlığı devralacağını duyurdu.
İKİNCİ AŞAMADA NE VAR
Ateşkes süreci bundan yirmi gün önce ikinci aşamaya geçti. Peki, ikinci aşama neler var Dört başlıkta özetlenebilir.
Bir. Gazze'de Filistinlilerden oluşan idari yapının kurulması. Mısır Dışişleri Bakanı, 15 üyeli bir Filistinli teknokrat komitesinin, savaş sonrası Gazze'yi yönetmek üzere seçildiğini açıkladı (14 Ekim).

									
								
									5