Şimdi dananın kuyruğunun kopacağı o ana yaklaşmaktayız. Son durum tablosunu şöyle özetleyelim:
Bir. İsrail'in aksi yöndeki çabaları sonuç vermedi. ABD, Suriye'deki askeri varlığını azaltıyor. ABD hem İsrail'e hem de SDG'ye "Suriye'de artık askeri değil siyasi rol oynayacağını" iletti.
İki. Trump'ın "Makul ol" çıkışı sonrasında Netanyahu Suriye konusunda kendini geri çekti. Washington-Ankara arasında Suriye konusunda güçlü bir diyalog var. İsrail gibi SDG'nin de bu gerçeği kabul ettiği, pozisyonunu buna göre alacağı söylenebilir.
SDG'NİN İSRAİL'E TEKLİFİÜç. Batı medyasına yansıdı: SDG, ABD ile kurduğu ilişkinin bir benzerini İsrail'le kurmak istemiş. İsrail ilginç bir şekilde reddetmiş. Öte yandan ABD'nin Suriye'yi "İsrail'le normalleşen Arap koalisyonu" içine katmaya çalıştığı da bir sır değil. Şam'ın uluslararası kredisinin arttığı şu günlerde SDG'nin (Hatta Kandil'in) dirsek teması kurabileceği tek bölgesel aktör kalıyor. O da İran. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Nisan tarihli, gözden kaçan şu vurgusunu biraz da buna bağladım: "Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmeli."
Dört. Tüm bunlara rağmen, Şara-Mazlum Abdi anlaşmasının uygulanmasında gecikme yaşanıyor. SDG tarafı, müzakereler başlamadan önce daha geniş bir koalisyon oluşturma çabasında. Kademeli uygulanan bu planı biraz açalım.
FEDERASYON KARTINI ÖNE SÜRÜYORLAREsad, Suriye'den kaçtıktan iki gün sonra (10 Aralık 2024) ABD, SDG ile Barzani'ye yakın Kürtleri bir araya getirdi. Amaçları Kürt aktörlerden bir blok oluşturarak SDG'yi Şam'la masaya oturtmaktı. SDG, bu entegrasyon sürecinde federasyon ve silah bırakmama taleplerini dile getireceğini saklamadı. ABD'li yetkililer bu süreçte Suriye-Erbil arasında mekik dokudu. Bu görüşmelerde SDG, Barzani'ye yakın Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile Suriye'de adem-i merkeziyetçiliğe dayanan federal bir hükümet sistemini Şam'a önerme konusunda anlaştı (18 Mart).
Konuyla ilgili daha kapsamlı konferans, haftasonu Kamışlı'da yapıldı. Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye'den isimlerin katıldığı konferansın sonuç bildirgesinde,