Savaşın bitmesi için öne çıkan iki başlık var. Birincisi, Putin-Zelenski, sonra da Trump'ın bir araya gelmesi ve nihai anlaşma için konuşması. Bu hususta mayın çok. Ukraynalı ve Rus liderler anlaşabilecek mi, göreceğiz. Ama rota oluşturulmuş görünüyor.
İkinci başlık, bununla paralel yürüyor ki o da garantörlük meselesidir. Avrupalılar, on yıl sonra yeni bir Rus saldırısı görmek istemiyor. Bu yüzden garantörlük konusunu çok önemsiyor. Ruslar bunu kabul etmiyordu. Ancak Özel Temsilci Witkoff, "Putin, güvenlik garantisi verilmesini kabul etti" dedi. Gündeme gelen formül şu: Ukrayna NATO üyesi olmayacak ama NATO üyelerine sağlanan müşterek savunma (5'inci madde vurgusu) hakkından faydalanabilecek.
WASHİNGTON'DAN ANKARA'YA GELEN UKRAYNA ANKETİBir barış olursa… Ukrayna'ya kim konuşlanacak Türkiye nasıl bir rol oynayacak Şimdi size bazı bilgiler aktaracağım. Umarım, (Haber ve yazılarından çokça faydalandığım kıymetli meslektaşlarımı tenzih ederek söylüyorum) meslek hayatını başkaları ne yazmış diye didikleyerek geçiren, analiz düzeyi dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan gelişmeleri alt alta sıralamaktan ibaret olan, "İsrail İran'a saldırmaya kalkarsa Rusya-Çin buna asla izin vermez" diyecek bir "uzgörüye" sahip bazı isimler için de faydalı olur:
Bir. Garantörlük konusu uzun süredir tartışılıyor. Tartışma şubat ayında, Riyad'da ABD-Rus görüşmeleri gerçekleşince alevlendi. Savaş sonrası döneme hazırlık çalışmaları yoğunlaştı.
İki. Bu özel bir bilgidir… ABD, 2025 Şubat ayında, Brüksel'deki NATO karargahında, -Türkiye dahil- tüm müttefiklere bir anket dağıttı. Anket, Ukrayna'da garantörlük konusunda üyelerin nasıl bir katkı verebileceği ile ilgiliydi. Tüm üyeler anketi yanıtladı. Dolayısıyla elde bir envanter var.
İKİ TÜR GÜVENLİK GARANTİSİ VARÜç. Mart başında Londra'da "Güvenlik garantileri" konulu bir toplantı yapıldı. Avrupa'dan liderlerin katıldığı bu toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı gönderdi. ("Geçen hafta Washington'da neden yoktuk" diye soranlar, Ankara'nın 'o kareye' lider düzeyinde girmek istemediğini" buradan da anlayabilir.)
Bu da özel bilgidir… O toplantıda iki tür güvenlik garantisi ele alındı. Ateşkesin gözlemi… Ve olası Rus saldırısına karşı, barışın korunması için, uzun vadeli güvenlik garantisi. Londra'daki toplantıda daha çok kısa vadeli, ateşkesin gözlemini içerecek güvenlik garantileri tartışıldı. Hava, kara ve deniz gözlem güçleri gündeme geldi.
Dört. Ukrayna lideri Zelenski, 15 Nisan'da, NATO Genel Sekreteri Rutte ile basın toplantısı düzenledi. (Odesa ve Mykolaiv gibi kıyı şehirlerine atıfla) "Türkiye'nin deniz için gelecekteki güvenlik garantilerinde ciddi bir yere sahip olabileceğine inanıyoruz" dedi.
MONTRÖ'YÜ AŞMAYA ÇALIŞAN ÜLKELERBeş. Bundan on gün sonra, Ankara'da, 21 ülkenin katılımıyla Karadeniz'in güvenliği toplantısı yapıldı. Milli Savunma Bakanlığı, "Türkiye, Karadeniz'deki barış ortamının muhafazası amacıyla askerî planlamaların deniz boyutuna liderlik etmekte" açıklaması yaptı. Toplantıda Ankara, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne verdiği önemin altını kalın bir şekilde çizdi (Türkiye, "Bölgesel sahiplik" vurgusu yapıyor, Karadeniz'e kimseyi sokmuyor. O dönem bazı NATO ülkeleri -isim de verelim, ABD ve Fransa- hülle yoluyla Montrö'yü aşmaya çalıştı.