Dejavu: Türkiye Ukrayna planında nasıl bir rol oynuyor

ABD ve Rusya'nın Ukrayna'yı teslim olmaya zorlayan 28 maddelik planı kimileri için şok etkisi yarattı. Süreci en başından bu yana takip edenler için ortaya çıkardığı duygu "Dejavu hissidir." Çünkü bu 28 madde en başından bu yana masadaydı. Çerçevenin, 12 Şubat gibi erken bir tarihte, ilk Trump-Putin görüşmesinde çizildiği söylenir. Trump o gün demişti ki… "Putin'le müzakerelerin başlaması konusunda anlaştık."

O tarihten sonra seyir inişli çıkışlıdır. Trump ve Putin çeşitli kereler önce yakınlaşmış sonra uzaklaşmıştır. Zelenski sürecin tüm kırılma anlarında -geçtiğimiz hafta olduğu gibi- Ankara'ya koşmuştur. Süreç gel-gitli olsa da ana çerçeve değişmemiştir. 28 maddelik plan, Rusların İstanbul'da Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında Ukrayna tarafına sunduğu maddelerle neredeyse aynıdır. Peki, bugün elde yeni ne var İlginç perde arkaları… Anlatacağım, ancak önce çerçeveyi çizmem gerekiyor.


TRUMP NE İSTİYOR

Ukrayna'da anahtar Trump'ın elinde. Ukrayna'nın savaşı sürdürmek için ABD desteğine ihtiyacı var. Hem maddi hem askeri/istihbari anlamda. Avrupa'nın desteği tek başına yeterli değil.

Trump mealen diyor ki… "Bu Batı-Rusya savaşı değil. AB/Ukrayna-Rusya savaşı. Barışmak isterseniz barıştırırım, karşılığında hem siyasi krediyi hem de parayı alırım." Trump için Ukrayna'nın kayıpları önemli değil. Ukrayna, Trump'ın büyük resminin yanında bir hayli küçük kalıyor. Rusların Alaska görüşmesinden sonra "Alaska Düzeni" diye tanımladığı büyük resmin iki ayağı şöyle: Savunma alanında ABD'ye yük olmayan, Rusya ile kavgalı, bu yüzden ABD'ye mahkum bir AB… Çin'le küresel gerilimde tüm gücünü karşı kampa vermeyen bir Rusya…


RUSLAR İSTANBUL'DA MUHTIRA VERMİŞTİ

Ruslar, çalkantı yaratan 28 maddelik planın ilk sayfalarını Mayıs 2025'te İstanbul'da Ukrayna heyetine göstermişti. Haziran'da da aynı tekliflerle geldiler. Bir kaynağımın dediğine göre Ruslar o gün "muhtıra" vermişti. Neydi o maddeler Ruslar, tamamı işgal edilen Kırım ve Luhansk ile önemli bir kısmını işgal ettikleri Donetsk, Kherson, Zaporizhia bölgelerinin tamamının ilhakının kabul edilmesini… Ukrayna'nın tarafsız olmasını, NATO'ya girmemesini… Ukrayna'da yabancı asker olmamasını (Avrupa'yı ilgilendiriyor)… Tazminat ödememeyi… Ateşkesin anlaşma imzalandıktan sonra sağlanmasını (Önce barış sonra ateşkes) istiyordu. İstanbul müzakerelerinde bu kritik konularda bir sonuç çıkmadı. Ama diplomasinin devamını sağlayan esir takası anlaşmaları yapıldı.


AB KENDİ GÜVENLİĞİ DERDİNDE

Bakmayın yapılan açıklamalara… Avrupalılar da bu savaşın artık bitmesi gerektiğini düşünüyor. Trump işbaşı yaptıktan hemen sonra Avrupa ülkeleri, savaş sonrası senaryoları çalışmaya başladılar. Nisan ayında, garantörlük sistemi konuşulmaya başlandı. Olası bir ateşkesin -aralarında Türkiye'nin de olacağı- uluslararası bir güç tarafından, havada, karada, denizde gözlemlenmesini istiyorlar.

Rusya'nın o toprakları almasına kategorik olarak karşı değiller. Ama toprak müzakerelerinin ateşkes sağlandıktan sonra yapılmasını istiyorlar. Yani önce ateşkes sonra barış… Rusya'nın uluslararası sisteme entegrasyonunun kontrollü olmasını talep ediyorlar. Ukrayna'dan zaferle çıkacak bir Rusya'nın AB'ye tehdit oluşturacağını görüp, AB güvenliğini Ukrayna masasında kotarmaya çalışıyorlar. AB'nin önceki gün Cenevre'de gündeme getirdiği 24 maddelik plan da budur.


PEKİ, NE DEĞİŞTİ

Bir. Ruslar, stratejik noktalardaki ilerlemesini yavaş da olsa sürdürüyor. Savaş bu şekilde devam ederse zaten o çok istedikleri bölgelerin tamamını almış olacaklar. Rusların durdurulamayacağı, ABD'nin ise Rusları durduracak askeri, ekonomik tedbirleri almaya istekli olmadığı net bir şekilde görülüyor. İki. Zelenski, içeride yolsuzluk soruşturmasıyla sıkıştırılıyor. Soruşturma A Takımını değil bizzat kendisini hedefliyor. Eski ortağı Ukrayna dışına kaçtı. Ruslar, "Zelenski giderse masaya daha rahat otururuz" diyor. Üç. En az birinci madde kadar önemli… Deniyor ki… Ukrayna'nın mali gücü bu savaşı Şubat ayından sonra sürdürmeye yetmeyecek. Zelenski'nin "Ya ağır 28 madde, ya en ağır kış" sözü de bununla ilgilidir.