Bu iş TRIPP'le bitecek mi

Şimdi soru şu: ABD'nin bölgesel hamlesi TRIPP'le sınırlı mı kalacak Yoksa yeni kartlar mı açılacak Bazı işaretler geliyor. Anlatacağım. Ama önce "Washington'da kim kazandı, kim kaybetti" tartışmasıyla ilgili notlarımı aktarayım.


KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ
Bakü, kendi toprağı olan Nahçıvan'a kesintisiz kara bağlantısı elde etmek, Koridor üzerinde de yetki sahibi olmak istiyordu. Erivan'dan anayasal değişiklik yapmasını bekliyordu. Kamuoyu pek farkında değildi ama Bakü, bunun için askeri seçeneği masada tutuyordu. Bakü, Koridor'un açılmasını garantiledi. Ama Koridor'da istediği o yetkiyi ABD'ye devretti. Yaptırımları kaldırttı. Erivan'dan anayasal değişiklikler konusunda garanti aldı. O halde Azerbaycan'ın hedeflerinin önemli bir kısmına ulaştığı söylenebilir. Bu yüzde 100 değildir. Ama oran yüksektir.
Paşinyan, Batı'ya eklemlenmek istiyordu. Bunun için Türkiye ve Azerbaycan ile normalleşmesi gerekiyordu. Zengezur Koridoru, Ermenistan topraklarından geçiyor. Koridor onun için egemenlik meselesi. Ya Bakü'nün ya Moskova'nın ya da Washington'ın "Koridor paydaşlığını" kabul edecekti. Rotasını Washington'a kırdı. Bu içeride kendisini zor duruma düşürecektir. Ancak bu hamlenin getirisi Bakü ve Ankara'yla normalleşme, sınırların açılması ve ekonomik rahatlamadır.
Ankara, Erivan-Bakü normalleşmesini destekliyor, Ermenistan'la ilişkileri yoluna koymak istiyordu. Koridor'un mutlaka açılması gerektiğini savunuyordu. Bu, Türkiye'nin Türk dünyasına karasal bağlantısını sağlayacaktı. Washington'daki imza ile Koridor açılacaktır. Bölgede normelleşme başlayacaktır. Bu durum, Ankara'nın kurguladığı planla örtüşmektedir. Yani, Türkiye de hedeflerine önemli ölçüde ulaşmıştır.
Burada üç önemli nokta var: Bir. Ermenistan topraklarında ABD varlığı Erivan'ın meselesidir. İki. Washington, bu anlaşmayla Koridor'un açık kalması ve güvenliğinin sorumluluğunu üzerine almıştır. Üç. Koridor'da ABD varlığı, Rusya-İran kaynaklı yeni bölgesel krizleri çağırabilir. Bu da yönetilmesi gereken bir süreçtir.
Koridor'un açılmaması, açılırsa Rus kontrolünde olmasını isteyen Moskova ile Koridor'un açılmaması, açılacaksa İran topraklarından geçmesini isteyen Tahran, bu gelişmenin iki kaybedenidir. Güney Kafkasya, Rusya'nın arka bahçesi, İran'ın kuzey cephesidir. Trump, bölgede varlığını artırmak için önemli bir kazanım elde etmiştir. Orta Doğu-Orta Asya ekseninde oluşan bu jeopolitik gelişmenin bir ucu da Çin'e dokunmaktadır.
TÜRKİYE BU İŞE "EVET" Mİ DEDİ
Dışişleri Bakanı Fidan, Washington'daki zirve öncesinde Bakü'nün Ankara'yı bilgilendirdiğini açıkladı. Anladığım kadarıyla Ankara, bu görüşmeyi analiz etmiş ve "Dur" dememiştir. Ukrayna, Gazze ve İran'da çuvallayan Trump'ın "Barış getiren lider profili çizme arayışının" önüne geçmemiştir.
Türkiye ve ABD'nin, Gazze'deki soykırım hariç, pek çok başlıkta birbiriyle konuştuğunu düşünüyorum. Suriye böyledir (Ama Suriye'deki son gelişme farklı bir tondadır. ABD ve Fransa, Paris'te Şam ve SDG'yi buluşturmaya çalışıyor. Bu Şam'ı rotadan çıkarma hamlesidir. Ankara müdahale etmiştir. Ve Şam, Paris'teki görüşmelerden çekilmiştir.) Balkanlar ve geçtiğimiz ay düzenlenen Balkan Barış Konferansı böyledir… (Bakınız;