Brüksel ve Şam: Kördüğümün bağı gevşiyor

Bölgesel ve küresel gelişmeler öyle bir tsunami yarattı ki bu dalgalara direnebilmek mümkün değil. Bir yanda Ukrayna savaşı, diğer yanda İsrail'in Gazze'de uyguladığı soykırım ve buna bağlı gelişmeler, ezberleri bozuyor. Aktörler, değişmez denen politikalarını bir kenara bırakıyor. Kördüğüme dönen sorunlarda çözülme yaşanıyor.Bu iklimin Türkiye-AB ilişkilerini etkilemesi kaçınılmazdı. Nitekim öyle oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, beş yıl aradan sonra AB Dışişleri Bakanları Gayrıresmi Toplantısı'na davet edildi. Toplantının mahiyeti AB'nin dış politika ve güvenlik stratejilerinde koordinasyonu sağlamak. Bu yönüyle önemli. Ama daha önemlisi bu davet Ankara-Brüksel ilişkilerinin gelişmesi için de bir başlangıç vuruşu. Doğru yönetilirse devamı gelir.Peki, AB neden Ankara ile ilişkileri yeniden kademeli olarak iyileştirme kararı aldı Türkiye'de çok yankı uyandırmamıştı ama bu, nisan ayında AB Konseyince alınmış bir karar. AB'yi Türkiye ile yeniden konuşmaya iten şey ise Trump'ın ABD Başkanı olma ihtimali ve Ukrayna savaşıyla artan Rus tehdidi. Bu iki gelişme AB'yi "ABD'den stratejik otonomi" arayışına itti. Ankara'nın Ukrayna'da uyguladığı dengeli, çok taraflı diplomasi ABD ve AB'nin gözünde -öngörülenin aksine- Türkiye'yi aktörleştirdi, özgül ağırlığını artırdı.Otonomi arayışındaki AB'nin lokomotif ülkeleri, silah endüstrisini güçlendirmeyi, yeni bir nükleer şemsiyeyi ve komuta yapısını tartışıyor. Bir yandan da Avrupa merkezli üretimi esas alan yeni Savunma Sanayii Stratejisi açıklandı. İkili ilişkileri ilgilendiren gümrük birliği, göç ve vize konusu gibi birçok başlık var ancak Avrupa'nın özellikle güvenlik boyutuyla yakından ilgilendiğini ve güvenlik mimarisinde Türkiye'yi paydaş yapmak istediğini gösteren gelişmeler var:Türkiye, Avrupa Gökyüzü Kalkanı hava savunma projesine dahil edildi. ABD, Türkiye'nin kapasitesini kullanarak Ukrayna'ya fırtına obüsü tedariği arayışına girdi. Polonya Savunma Bakanı "İHA ordusu kuracaklarını" açıkladı, akabinde kalabalık bir heyet, Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi'ni ziyaret etti.Örnekler çoğaltılabilir ancak hâlâ aşılması gereken pürüzler var. AB'nin Doğu Akdeniz'deki gerilim nedeniyle Türkiye'ye karşı aldığı 2019 tarihli yaptırım kararı hâlâ yürürlükte. Almanlar pek çok konuda bu kararı bahane ediyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamıştı: "Eurofighter konusunda ayak diriyorlar. Akkuyu Nükleer Santrali için ihtiyaç duyulan türbinleri gümrükte bekletiyorlar. Fırkateynlerde kullanılan bazı makinaların satışını engelliyorlar." Almanya ve Fransa, Ankara-Brüksel ilişkilerini Kıbrıs ve Doğu Akdeniz başlığına endekslemeye çalışıyor. Ankara'nın ise bu konularda geri adım atmaya niyeti yok (Geçtiğimiz günlerde Girit açıklarında yaşanan olay bunun kanıtıdır.)Bu pürüzlere rağmen hava pozitif. Kaynaklarım 2019 tarihli yaptırımların ortadan kalkacağı bir iklime girildiği yönünde iyimser. Bakan Fidan'ın Brüksel ziyaretinin ardından çok geçmeden Almanya, Eurofighter blokajını kaldırabilir. Bu yönde işaret ve beklenti var. Zaten ABD, Kanada, İsveç gibi ülkeler bu tutumlarını terk ederken AB'nin lokomotifi Almanya'nın yaptırımlarda ısrarcı olması