İki. Suriye ile terör örgütü PKKSDG arasında karşılıklı açıklamalar.
Örgüt Kandil ve Suriye'de benzer bir strateji izliyor. Ajandasını açığa vuruyor. Ne yapmaya çalıştıklarını, detaylarıyla anlatacağım. Önce Suriye ile başlayalımSDG ÇERÇEVEYİ KABUL ETTİ AMA
Suriye'de satranç oynanıyor. Şam yönetimi hamlelerinde Ankara'nın tecrübesinden faydalanıyor. Terör örgütü PKKSDG'nin arkasında ise Amerikan aklı var.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Suriye'de Ankara'nın ne istediğini şöyle çerçeveledi: "Suriyeli olmayan PKK'lı kadrolar ülkeyi terk etsin. Suriyeliler dâhil YPG'nin bütün komuta kademesi ülkeden çıksın. Geriye kalanlar silah bıraksın. Ya kendi kendilerini feshederler ya da feshedilirler" (13 Aralık). Şunu da söyledi: "Suriye inşallah PKKYPG ve DEAŞ'ı da topraklarından temizleyecektir" (22 Aralık). Suriye lideri Şara da "Tüm silahlı gruplar dağıtılacak" dedi. Kapsama PKK'yı da aldı. Bunu söyledikten sonra -PKKSDG hariç- tüm grupları çağırdı, anlaşma yapıldı.Terör örgütü, Suriye'de gelen dalgayı görüyor, pozisyonunu buna göre kalibre ediyor. Elebaşı Abdi, ülkedeki PKK varlığını kabul etti, "Uygun mekanizma bulunur bulunmaz geri dönecekler" dedi. "Türkiye'nin güvenlik kaygılarını karşılamak amacıyla Ayn el Arab'da ABD gözetiminde silahsız bölge" önerdi (17 Aralık). Silah bırakacağız demedi ama "SDG silahları, deneyimleri ve güçleriyle (Suriye ordusuna) entegre edilecektir" ifadesini kullandı. Bunların üzerine son açıklama Şara'dan geldi: "Bu grubu (SDG) hükümetin silahlı kuvvetlerine katmak için müzakere yürütüyoruz"(29 Aralık).
Tüm bunlardan ne anlıyoruz PKKSDG, Suriye'de Ankara ve Şam'ın çizdiği çerçeveyi kabul etme noktasına geliyor. Neden Çünkü savaşarak kazanamayacağını görüyor. Bu yüzden "Operasyon yapılmasın" istiyor. Son şansını masada denemek istiyor. Peki, masada ne yapacak Elebaşı Abdi, nasıl bir Suriye istediklerini satır arasında söylüyor: "Suriye'nin ademi merkeziyetçi bir devlet olması gerektiğine inanıyoruz." Yani federal yapı istiyorlar. Ben ne Ankara'nın ne de Şam'ın buna izin vereceğini sanmıyorum.SURİYE'DEN ÖNCE SURİYE'DEN SONRAŞimdi gelelim İmralı ziyaretine. MHP lideri Bahçeli "Öcalan, örgütü lağvettiğini açıklasın" derken Şam'da Esad oturuyordu. Bu çağrı, DEM Parti'den de Türkiye partisi olmasını istiyordu. Yaptıkları ilk açıklamada DEM eş başkanları "Kilit nokta Kuzeydoğu Suriye'dir. Burada barış orada top tüfek olmaz" demişti. Yani gelişmelerin ucunu SDG'ye bağlamıştı. Daha sonra yeğen Ömer Öcalan İmralı'ya "aile ziyareti" gerçekleştirdi. Öcalan'ın, "Koşullar oluşursa süreci hukuki ve siyasi zemine çekerim" mesajını DEM Parti (muhtemelen Kandil ile yapılan istişareler neticesinde) üzerine alınmadı. İçinde "işgal", "ilhak", "çete" ifadelerinin geçtiği sert bir açıklama yayınladı (27 Ekim). Kandil'deki elebaşı Duran Kalkan, pozisyonlarını şu cümleyle ifade etti: "Öyle anlaşılıyor ki bu çağrılar direnişi gevşetmek içinmiş."