ONUACHU, OULAİ ,FATİH TEKKE VE ARAF

Ligimizin yedinci haftası geride kalırken Trabzonspor, ortaya koyduğu futbol,sonuç ve aldığı puanlarla tam bir "ARAF" görüntüsü vermekte.

Bordo mavililer, geçen sezon Şenol Güneş yönetimindeki dağınık ve istikrarsız görüntünün aksine, bu sezon daha derli toplu bir oyun ortaya koyarken, topladığı 14 puan sonucunda ligde de üçüncü sırada bulunmakta.

Lider Galatasaray'ın ilk yedi haftada oynadığı maçların tümünü kazanarak elde ettiği 21 puana oranla Trabzonspor'un daha ligin yedinci haftasında yedi puan geride kaldığı iddia edilebilirse de , Galatasaray'ın özellikle son Alanyaspor maçında olduğu gibi aldığı puanların oyununun tam karşılığı olmadığı da hesaba katılarak Trabzonspor'un geçen sezonun aksine olarak daha ligin başında yarıştan kopmadığını pekala söyleyebiliriz.

Ancak bordo mavililerin mevcut kadro yapısı, yedek kulübesi ve hepsinden önemlisi gerçekçi olarak bunu hedeflemedikleri için "şampiyonluk adına" ligin ilk iki favorisinden biri olmadığını da rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kısaca Trabzonspor konum olarak bir arafta ve araftan ne tarafa doğru gideceğini Fatih Tekke hoca ve onun talebelerin ilerleyen haftalarda göstereceği performans belirleyecek.

PAUL ONUACHU

Trabzonspor'un ligimizde kolay kolay rastlanmayacak türde, 2,01 boyunda ancak bu uzun boyuna rağmen oldukça esnek, bir hayli teknik,kalıbının da karşılığı olarak boğa gibi güçlü ve kelimenin tam anlamıyla" fantastik" bir santrforu var; Paul Onuachu.

Trabzonspor, geçen sezon dört ay boyunca pazarlık yapmasına rağmen bu oyuncuyu maliyeti yüzünden almadı.

Ancak verim alamadığı başka oyunculara çok miktarda para ödedi. Örneğin, yaklaşık bir yıldır Trabzonspor'da forma giymesine rağmen henüz takıma kayda değer pek bir katkı veremeyen Danilo Sikan'ın 10 milyon Euro'yu aşan maliyeti ile pekala Onuachu geçen sezon kadroya dahil edilebilirdi.

Geçen sezon başında Onuachu'nun da içinde bulunduğu kadro, Avrupa Ligi olmasa da Konferans Ligi'nde pekala yoluna devam eder ve Trabzonspor'da o mücadelede elde edeceği gelirlerle Onuachu'nun maliyetini fazlasıyla çıkarabilirdi. Ne yazık ki çok sayıda futbolcuyu transfer ederek hata yapan yönetim, geçen yıl Onuachu'yu transfer etmeyerek de büyük bir hata yaptı.

Trabzonspor bu hatanın bedelini, sırası ile Avrupa ve Konferans liglerinden elenerek ve ligde de sezon boyu küme düşme hattından kurtulma mücadelesi yaparak ödedi.

Paul Onuachu bu sezon gösterdiği performansla adeta Trabzonspor'u sırtında taşıyor ve yönetimin geçen yıl yaptığı hatayı adeta betimliyor.

Belçika'da çok ciddi bir kariyeri, Premier League'de piyasası olması ve Türkiye'den başka büyük kulüplerinde transfer listesinde olmasına rağmen , kısa bir süre içerisinde Trabzon şehri ve Trabzonspor taraftarı ile adeta ailece kaynaşan bu futbolcu, sadece atacağı ve attıracağı gollerle değil, sahadaki duruşuyla ve kendisinden genç oyunculara yapacağı ağabeyliği ile de trabzonspor Kulübü'ne uzun yıllar katkı yapacağı benziyor.

Trabzon şehri ve Trabzonspor taraftarı, en son Jose Ernesto Sosa ve ailesi ile böylesine sıcak bir bağ kurmuştu.

"Yıldız oyuncular Trabzon'a gelmek istemiyor" yalanına karşılık adeta bir tekzip bu.

C. OULAİ

Trabzonspor'un bu sezon ortaya koyduğu transfer performansının yetersiz,programsız,
plansız ve tutarsız olduğunu düşünenlerdeniz.

Ancak Sezar'ın Hakkı Sezar'a , Oulai mükemmel bir transfer.
Belki tek bir maç ile karar vermenin yanlış olduğunu iddia eden okurlar olacaktır. Ancak henüz 19 yaşındaki bu oyuncunun kalitesini ve yeteneklerini görmek için açıkçası çok fazla bir uzmanlık gerekmiyor.

Eğer bir istikrar ya da uzun vadeli bir uyum sorunu yaşamazsa ve Fatih hoca ile tecrübe alışverişini ihmal etmezse, Trabzonspor'a sahada çok şey kazandırabileceği gibi, orta ve uzun vadede de Trabzonspor'un kasasına yüklü bir bonservis miktarı getirebilir.

FATİH TEKKE

Futbolculuğunda fenomen olan bir çok yıldız oyuncu, genellikle ya teknik adamlığı tercih etmez ya da bu işi layıkıyla kotaramaz.
Ancak Fatih hoca tipik bir Trabzonlu ve doğal olarak bu konuda inatçı ve ısrarcı.

Fatih hoca, Trabzonspor'un başına geldiği günden beri, ideali olan bu görevi ifa ederken çocuksu heyecanını da bir türlü arkada bırakamadı.

Bunu tam olarak bilemiyoruz ama belki o heves ve heyecanını hep muhafaza etmesi de gerekiyor.
Zira malum ,her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır.

Eğer bu çocuksu heyecan hocayı mutlu ve motive ediyor ve başarı azmini körüklüyor ise mesele yok zaten.